Aşırı kilo ve aşırı vücut yağı obezite belirtileri arasındadır. Bu sadece estetik bir sorun değil, sağlık sorunlarına neden olan tehlikeli bir durumdur. Ayrıca bu bir hastalıktır ve bir endokrinolog size nedenleri ve tedavi yöntemlerini anlatacaktır.
Obezite ve belirtileri
Obezite, iç organlar da dahil olmak üzere farklı alanlarda birikebilen aşırı yağ dokusudur (yağ birikintileri).
Dünyanın her yerinden doktorlar “obezite salgını” hakkında raporlar sunmaktadırlar. Bu ortaya konan raporlara göre son 20 ila 30 yılda aşırı kilolu insan sayısındaki hızlı artış gözlenmiştir. İnsanların %40-50’sinde vücut ağırlığı normalin üzerinde ve nüfusun %13 ila 20’sinde obezite görülmektedir. Genel olarak obez insan sayısı, vücut ağırlığı yetersiz olan insan sayısını geçmiştir. Bu durum, bir takım Afrika ülkeleri (Sahra’nın güneyinde) dışında tüm dünyada görülmektedir.
Obezite sadece birkaç kilo fazlalıkdan ibaret değildir. Ayrıca fazla kilo ile obezite arasında fark vardır. Teşhis, vücut kitle indeksi BMI gibi bir konsept tarafından oluşturulan raporlara dayanmaktadır.
BMI, vücut ağırlığının kilogram cinsinden boyun karesine (metre cinsinden) oranıdır. Ortaya çıkan katsayı, teşhisin yapıldığı ve obezite derecesinin belirlendiği normlarla karşılaştırılmaktadır.
WHO standartlarına göre dört derece bulunmaktadır. Bunlar;
- Obezite öncesi (fazla kilolu) – BMI katsayısı 25-29.9 aralığında ki kişiler de fazla kilo vardır. Ancak henüz başka obezite belirtisi bulunmamaktadır.
- Birinci derece – BMI 30’dan 34.9’a kadar olan aralığı kapsamaktadır. Sağlık komplikasyonları ortaya çıkmaya başlamış demektedir. Fiziksel efor sırasında nefes darlığı ve ödem görülebilmektedir.
- İkinci derece – BMI 35’ten 39.9’a kadar olan aralığı kapsamaktadır. Yağ birikintileri önemli bir gelişim aşamasındadır. Bir kişilerin fiziksel aktiviteye dayanması, uzun süre yürümesi ve çalışması zordur.
- Üçüncü derece – BMI 40’ı aşan aşırı kişileri kapsamaktadır. Kilo kardiyovasküler sistemin ve birçok iç organın çalışmasını bozmaktadır.
Kuralın istisnası hamile kadınlar ve emzirme döneminde doğum sonrası dönemdeki kadınlardır. Hamile kişiler BMI temelinde teşhis edilemezler.
BMI, evde bile basit ve kolay uygulanabilir bir göstergedir. Ancak aşırı vücut ağırlığının derecesini değerlendirmek için tek kriter değildir. Bir kişinin yapısını, cinsiyetini, yaşını dikkate alan diğer teknikler de kullanılmaktadır. Ayrıca bel ölçüsü, kalça hacmindeki oran ve diğer kriterler de ele alınmaktadır. Ek olarak, yağ dokusu dahil olmak üzere vücut kompozisyonunu hesaplama ile değerlendirmek için araçsal yöntemler vardır. Çocuklar için ayrı ağırlık normları vardır. Sorun genellikle çocuklukta da ortaya çıkmaktadır.
Obezite türleri
Obezite – Bir kişinin kilo miktarının daha fazla olduğu bölgelere sahip olmasıdır. Bunlar sözde “yağ depoları” olarak anılmaktadır. Obezite geleneksel olarak iki türe ayrılmaktadır;
- Erkeklerde (Android obezite) – yağın büyük kısmı karın bölgesinde (karın bölgesi) bulunmaktadır.
- Kadınlarda (Genoid obezite) – uyluk ve kalçalarda birikintiler oluşmasıdır.
Ayrıca iki tür obezite vardır;
- Hipertrofik – daha sık yaşlılarda görülen tipdir. Bu durumda, toplam yağ hücresi sayısı değişmeden kalmaktadır. Ancak hacim olarak artabilmektedir.
- Hiperplastik – hücre sayısı artmaktadır. Sürekli bir açlık hissi vardır ve aşırı yemek daha fazla hücre büyümesine yol açmaktadır. Bu durum kalıtsal yatkınlığı olan kişilerde, ergenlerde ve menopoz dönemindeki kadınlarda daha sık görülmektedir.
Obezite ve belirtileri
Kadınlarda ve erkeklerde ana belirtisi, önemli ölçüde fazla vücut ağırlığıdır. Ancak bu tek kriter değildir. Obezitenin hem erkeklerde hem de kadınlarda diğer yaygın semptomları ve etkileri bulunmaktadır. Bunlar şu şekildedir;
- Çok az fiziksel eforla bile ortaya çıkan nefes darlığı.
- Şişman figür – tam omuzlar, kalçalar, büyük göbek.
- Artan terleme.
- Eklem ağrısı, bacakların şişmesi.
Adet düzensizlikleri kadınlarda obezitenin bir sonucu olarak kabul edilebilmektedir. Erektil disfonksiyon ve cinsel işlev bozuklukları erkeklerde obezitenin sık görülen bir belirtisidir.
Obezite ve tetikleyebileceği hastalıklar
Doktorların aşırı kilo sorununa daha fazla dikkat etmeleri boşuna değildir. Bu sadece kozmetik bir kusur değil, tüm vücudu olumsuz etkileyen ciddi bir hastalıktır. Obezitenin en yaygın sonuçlarından bazıları şu şekildedir;
- Kalp ve kan damarları hastalıkları – kalp üzerindeki yük artmaktadır. Bu nedenle kalp krizi, felç riski, hipertansiyon, ateroskleroz ve diğer patolojilerin ortaya çıkması olağandır.
- Sık soğuk algınlığına, hızlı yorgunluğa ve dokulara yetersiz oksijen verilmesine yol açan solunum sisteminin bozulması görülebilmektedir.
- Endokrin bozuklukları – Diyabet, gonadların işlev bozukluğu, kadınlarda görünümde erkeksi değişiklikler ve erkeklerde kadınsı değişiklikler gözlemlenebilmektedir.
- Sindirim sistemi hastalıkları – öncelikle karaciğer ve safra kesesi hastalıklarına yol açabilmektedir. Bunun etkisi ile ise, Kolesistit ve kolelitiazis ortaya çıkabilmektedir. Ayrıca kolesterol seviyeleri olağandan fazla yükselecektir.
- Onkolojik hastalıklar – Bu nedenle meme ve prostat kanseri olan hastaların yüzdesi aşırı kilolu kişilerde daha yüksektir. Daha sık bağırsak, böbrek ve mide kanseri teşhisi konmaktadır.
- Kas-iskelet sistemi hastalıkları – omurga ve eklemlerdeki yükün artması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Ek olarak, fiziksel aktivite seviyesindeki bir azalma, kasların zayıflamasına, içlerinde kan dolaşımının bozulmasına yol açmaktadır. Bu nedenle kemik ve kıkırdak dokusunun beslenmesini kötüleşmektedir.
- Bunların dışında Dejeneratif-distrofik hastalıklar ortaya çıkabilmektedir. Bunların başlıcaları osteoporoz, artrit, artroz gibi hastalıklardır.
Obezite ve nedenleri
Tek sebep sadece aşırı yeme ve egzersiz eksikliği değildir. Aynı zamanda diğer faktörler de aşırı vücut yağına yol açmaktadır. Doktorlar obeziteyi çeşitli nedenlerle gelişen karmaşık bir hastalık olarak görmektedir. Ana faktörler: dış, iç, kalıtsal, hormonal ve başka sebepler ile ortaya çıkabilmektedir.
- Birincil obezite (dışsal-anayasal) – aşırı yeme ve enerji tüketimini azaltma nedeni ile ortaya çıkmaktadır. En yaygın obezite türü (yaklaşık %90) kişinin ortalaması ile belirli olmaktadır.
- İkincil (semptomatik) – hastalıklardan dolayı vücut ağırlığında oluşan bir kilo artışı ile görülmektedir.
Obezitenin ana nedeni, vücudun tükettiği enerji ile besinlerle aldığı enerji arasındaki dengesizliktir. Daha basit olarak gereğinden fazla yediğimiz aşırı kalorili yiyecekler veya yeme bozuklukları da sebep olabilmektedir.
Obezitenin temel iç faktörleri, metabolik hızın yavaşladığı yaşa bağlı veya patolojik süreçlerdir. Aşırı insülin, kadın cinsiyet hormonları, tiroid bezinin fazla salgılanması, hipofiz bezinin ve diğer endokrin bezlerinin arızaları, uygunsuz metabolizma sonuçlarıda obezite ye yol açabilmektedir. Bu durumda, normal bir diyet ve kalori alımı ile bile kilo artabilmektedir.
Fazla kilolu olmaya doğuştan yatkınlık beyinde aç hissetmekten sorumlu özel alanlar genetik olarak belirlenmektedir. Ebeveynleri hastalığa sahip olan kişilerin obezite ile karşı karşıya kalma olasılığı daha yüksektir.
Kilo alımına neden olan sosyal faktörler de vardır. Bu, bir kişinin çok parası yettiğinde veya tam tersine, düşük kaliteli endüstriyel yağlara sahip ürünler satın almak zorunda kaldığımızda veya finansal problemler olduğunda yüksek bir gelir seviyesi ile ortaya çıkabilmektedir. Yeme alışkanlıkları, deneyimlerimizi “yakaladığımızda” ve aç hissetmeden yemekle ilgili memnuniyetsizliğimiz olduğunda da sık sık stresten etkilenme de nedenler arasındadır.
Aile alışkanlıklarının etkisi kanıtlanmıştır. Ayrıca istatistiklere göre, orta ve ileri yaştaki kadınlarda fazla kilo daha yaygındır. Bunun sebepleri arasında birçok neden vardır. Endokrinologlar, beslenme uzmanları, psikologlar her özel durumda doğru olanı bulmaya yardımcı olmaktadır.
Obezite tanısı ve tedavisi
Tanı koymak için hastanın vücut parametrelerinin muayenesine ve ölçümlerine ihtiyacınız vardır. Açıklığa kavuşturmak için nedenleri önerin ve tedaviye yönelik ilk adımı atmak yardımcı olacaktır.
- Aile öyküsü, işin doğası, yaş, hastalık süresi hakkında bir anket.
- Ana iç organların sağlık ve işleyişinin değerlendirilmesi – EKG, kan basıncı ölçümleri, kan testleri ve hormonal çalışmalar.
- Kilo vermek ve sağlık durumunu kötüleştirmemek için doktorların yardımına ihtiyaç vardır.
- Ev yapımı dengesiz diyetler zararlı olabilmektedir. Hazırlıksız bir kişinin bunlara dayanması zordur. İptal edildikten sonra kilolar artışla geri dönmektedir.
Ani, güçlü ve yanlış yükler de tehlikelidir. Fazla kilolu insanlar zaten kardiyovasküler sistem, eklemler ve omurga üzerinde büyük bir yüke sahiptir ve spor yaparken yüksek yaralanma ve refahın bozulması riskleri vardır.
Obezite ikincil ise ve nedenleri endokrin bozukluklarındaysa, spor ve diyetler etkisiz olacaktır. Bu nedenle tedavi, durumun kök nedenini belirleyerek başlamaktadır. Obezite tedavisi için temel adımlar şu şekildedir;
- Endokrin hastalıkları ve hastalıklarının tedavisi (tespit edilirse).
- Diyeti düzeltin, gerekli kalori içeriği, sağlıklı gıdalar ve temel vitamin ve minerallerle bir beslenme sistemi geliştirin.
- Uygun fiziksel aktiviteyi, egzersiz türünü seçin. Yürümek, yüzmek, özel simülatörlerde egzersiz yapmak, omurga ve eklemleri rahatlatmaya yardımcı olmaktadır. Ancak enerji tüketimini artırmak kilo verme sürecini başlatmaktadır.
- Yeme alışkanlıklarını düzeltmek için psikoterapi.
- Anormal açlığı azaltmak için ilaç.
Tedavi yöntemlerinin seçimi bir doktor tarafından yapılmalıdır. Sadece kilo vermek için değildir. Aynı zamanda korumak da önemlidir.