Böbrek kanseri: belirtileri ve nedenleri

Böbrek kanseri nedir?

Böbrek kanseri, böbrek hücrelerinden yayılan kötü huylu bir tümördür. Böbrekler, omurganın her iki tarafında alt karın bölgesinde yer alan fasulye şeklindeki iki organdır. Ana işlevi, kanı metabolik ürünlerden arındırmak ve idrar üretmektir. Ayrıca çoğu malign tümör renal tübüllerde oluşmaktadır. Bu kanser türüne renal hücreli karsinom denmektedir. Kötü huylu bir tümör, kontrolsüz bir şekilde bölünen ve uzmanlaşma yeteneğini kaybetmiş bir hücre kütlesi olarak karakterize edilebilmektedir. Böyle bir tümörün hücreleri ne kadar hızlı bölünürse, lenfatik ve kan damarlarında o kadar hızlı yayılmaktadır. Bu sekilde bir oluşum ise, kötü huylu olmaktadır.

Aynı zamanda Renal hücreli karsinomun, malign tümörlerin yapısındaki payı yaklaşık %3’tür. Pediatrik onkolojide böbrek tümörlerinin bazen çocukluk çağının tüm onkolojik patolojisinin %40’ına ulaştığına da dikkat edilmesi gerekmektedir. Bunun dışında erişkinlerde ise, insidans artışı 35-40 yaşlarında görülmekte ve 65-70 yaşlarında maksimuma ulaşmaktadır.

Böbrek kanseri ve teşhisi

Böbrek kanseri teşhisi koyarken aşağıdakiler de dahil olmak üzere gerekli tüm araştırma yöntemlerini uygulanmaktadır;

  • Ultrason, bir tümörü başka bir oluşumdan ayırt etmeye yardımcı olmaktadır;
  • Röntgen teşhisi: Röntgen (renal anjiyografi, ürografi vb. dahil);
  • CT tarama;
  • Kan ve idrar laboratuvar testleri.

Zor durumlarda, diğer çalışmaların bilgilendirici olmadığı durumlarda tanı için en son PET-CT inceleme yöntemi kullanılmaktadır.

Hastalığın yayılmasını tetikleyebileceğinden, bir tümör biyopsisinin kontrendike olduğu belirtilmelidir.

Böbrek kanseri ve tedavisi

Tedavi planı, bir ürolog-onkolog da dahil olmak üzere farklı profillerden uzmanların katıldığı bir onkoloji konferansında kabul edilmektedir.

Böbrek kanserinin ana tedavisi cerrahi olmaktadır. Bunun dışında tek metastaz varlığında nadiren müdahale için bir kontrendikasyonu bulunmaktadır. Ameliyat türü, işlemin kapsamına bağlıdır. Bazı durumlarda radikal nefrektomi sırasında böbreklerden, adrenal bez (adrenal kanser) çıkarılmaktadır. Ayrıca kimi durumlarda lenf düğümleri de çıkarılmaktadır. Nefrektomi, sadece tümörlü böbreğin çıkarılması ile sonuçlanmaktadır. Bunun dışında Parsiyel nefrektomide ise (böbrek kanserinin rezeksiyonu), sadece böbrekteki malign neoplazm, yeterli miktarda çevre doku ile birlikte çıkarılmaktadır.

Bu hastalık türünde laparoskopik operasyonlar aktif olarak kullanılmaktadır. Bu tip ameliyatın birçok avantajı vardır. Bunlar;

  • Daha az travma;
  • Hastanede kalış süresinin azaltılması;
  • Ağrıyı azaltmak ve rehabilitasyon süresini kısaltmak;
  • İyi kozmetik etki (pürüzlü cilt izleri olmaması).

Hastalığın erken evrelerde saptanması, özellikle böbrek üstü bezini koruyan organ koruyucu ameliyatlara olanak tanımaktadır. Ayrıca diğer bir cerrahi tedavi için önemli bir koşul da, tümör trombüsünün renal ven ve inferior vena kavadan çıkarılmasının yanı sıra bölgesel lenf düğümlerinin çıkarılmasını içermektedir.

Radyasyon tedavisi, böbrek kanseri için kemoterapi ve hormon tedavisi olarak nadir de olsa gerçekleştirilmektedir. Ancak kemoterapi ve radyasyon tedavisi ağırlıklı olarak palyatif bakım yöntemleri olarak kullanılmaktadır. Çoğu durumda etkinlikleri düşük olmaktadır. Alfa-interferon, interlökin-2, 5-florourasil ile tümörlerin immünoterapisi, vakalarının yaklaşık yarısında pozitif sonuç vermektedir. Ayrıca böyle bir durum da hastaların %15’inde hayatta kalma süresi uzamaktadır.

Böbrek kanseri ve belirtileri

Erken aşamalarda semptomlar görünmeyebilmektedir. Dolaylı olarak olası bir hastalığı gösterebilecek böbrek kanseri semptomlarına dikkat edilmelidir. Bunlar;

  • Hematüri (idrarda kan);
  • Palpasyonla tespit edilebilen lomber bölgede şişlik varlığı;
  • Genel durumda bozulma, halsizlik, uyuşukluk, iştahsızlık;
  • Artan vücut ısısı;
  • Bacakların şişmesi;
  • Anemi;
  • Kan basıncında makul olmayan bir artış;
  • Böbrek bölgesinde ağrılı hisler;

Eğer kanser kemiklerde, eklemlerde ağrı, kan tükürme, nefes almada zorluk gibi belirtiler gösteriyorsa hastalık diğer organlara çoktan yayılmış demektir. Bu semptomlar geç bir aşamada hemen hemen tüm hastalarda görülmektedir.

Vakaların yüzde birkaçında, böbrek kanseri hiç semptom göstermemektedir. Tamamen tesadüfen tespit edilmektedir. Önleyici muayene sırasında veya başka bir hastalık için karın boşluğu organlarının (ultrason) ultrason muayenesi sırasında görülmektedir. Sadece deneyimli bir uzman hastalığı erken bir aşamada tespit edebilmektedir.

Risk faktörleri

Böbrek kanseri geliştirme riskini artıran ana nedenler araştırılmıştır. Bunlar şu şekidedir;

  • Cinsiyet. Erkeklerin böbrek kanseri geliştirme olasılığı kadınlara göre iki kat daha fazladır.
  • Sigara içmek. Sigara içenlerde böbrek kanserine yakalanma riski, içmeyenlere göre 2 kat daha fazladır.
  • Kilo artışı. Obeziteyi teşvik eden yüksek kalorili yiyecekler yemek, hastalanma riskinizi artırmaktadır.
  • Yaş. En sık 50-70 yaş arası kişilerde teşhis edilmektedir.
  • Hippel-Lindau sendromu. Kalıtsal gen mutasyonları böbrek kanseri geliştirme olasılığını artırabilmektedir.
  • Kimyasallara maruz kalma. Bazı kimyasallar asbest, kadmiyum, organik çözücüler ve gelişme riskini önemli ölçüde artırabilmektedir.
  • Uzun süreli diyaliz. Uzun süreli diyaliz hastalarında, böbreklerde bu organın kanserinin gelişmesine katkıda bulunabilecek kistler görünebilmektedir.

Böbrek kanseri ve önlenmesi

Hastalığın ana önlenmesi, sigara, alkol kötüye kullanımı gibi kötü alışkanlıkları bırakmaktır. Ayrıca mümkünse kimyasallarla (asbest, kadmiyum vb.) temastan kaçınmak gerekmektedir.

Transplantlar (böbrek nakilleri) dünyada sıklıkla yapılmaktadır. Bu tip nakiller tüm organ nakillerinin %50’sine kadar olan kısmını oluşturmaktadır. Böbrek nakli için endikasyon, kronik glomerülonefrit veya insüline bağımlı diyabetin neden olduğu son dönem kronik böbrek yetmezliği gibi sorunlar nedeni ile başvurulmaktadır. Diğer önemli endikasyonlar polikistik böbrek hastalığı, hipertansif nefroskleroz, sistemik lupus, nefroskleroz, piyelonefrittir.

Benzer konular