Lösemi: belirtileri ve nedenleri

Lösemi durumunda, yıprandığında veya hasar gördükten sonra ölmeyen, değişmiş beyaz kan hücreleri üretilmektedir. Bu hücreler ise, normal kan hücrelerini doldurmaktadır.

Lösemi ve türleri

Lösemi çeşitli şekillerde sınıflandırılabilmektedir. Temel olarak kan lösemisi, hastalığın seyrinin doğasına ve etkilenen lökositlerin tipine göre sınıflandırılmaktadır.

İlk kriter, türlerini akut ve kronik lösemi olarak ayırt etmeyi mümkün kılmaktadır. Bu hastalığın ayırt edici bir özelliği, akut formdan kronik olana geçişin imkansızlığıdır.

Kronik löseminin gelişmesiyle, asemptomatik bir seyri olan ve etkilenen lökositlerin fonksiyonlarının kısmi bir performansı vardır. Çoğu zaman kronik lösemi, semptomların başlamasından önce bir doktor muayenesi sırasında tespit edilebilmektedir.

Zamanla, lösemik hücre sayısındaki artıştan dolayı hastalığın semptomatik bir tablosu ortaya çıkmaktadır. Temel olarak, hastalık kendini enfeksiyonlar ve genişlemiş lenf düğümleri ile göstermektedir. Lezyon arttıkça, daha ciddi belirtileri ortaya çıkmaktadır.

Akut lösemi formu, işlevlerini yerine getiremeyen olgunlaşmamış hücrelerin yüksek oranda çoğalmasıyla karakterize edilmektedir. Hastalığın gelişimi hızlı olmaktadır.

Başka bir sınıflandırma yöntemi, malign süreçten etkilenen beyaz kan hücrelerinin tipine dayanmaktadır. Akut lenfoblastik lösemi, akut miyeloid lösemi veya akut miyeloid lösemi gibi hastalık türleri vardır.

Neredeyse tüm türlerini kapsamanıza izin veren dört lösemi grubu vardır.

Kronik lenfositik lösemi

Vücudun lenfoid hücrelerinin etkilendiği yavaş akan bir form olarak karşımıza çıkmaktadır. Çoğu durumda, hastalar 55 yaşın üzerindeki kişilerdir. Çocuklarda lösemi bu kategoride görülmez. Beş yıllık sağ kalım oranı için prognoz sonucu %75’tir.

Kronik miyeloid lösemi

Bu tip yetişkinlerde, çoğu durumda yaşlılarda görülmektedir. Bu tür ‘de Miyeloid hücreler etkilenmektedir. Ayrıca bu tip hastalığın yıllık vaka sayısı 5.000’i aşmaktadır. Beş yıllık sağ kalım oranı %90’dır.

Akut lenfoblastik lösemi

Lenfoid hücrelerde hızla ilerleyen hasar oluşturmaktadır. Her yıl 5 binden fazla hastalık vakası kaydedilmektedir. Bu türü, çocuklar ve yetişkinler arasında en yaygın görülen lösemi türüdür. Yaşlılarda da ortaya çıkabilmektedir. Hayatta kalma prognozu yetişkinler için %50’den fazla ve çocuklar için yaklaşık %90’dır.

Akut miyeloid lösemi

Miyeloid tipi kanser hücrelerinin agresif yayılması sonucu görülmektedir. Hastalar hem yetişkin hem de çocuk olabilmektedir. Yıllık hastalık sayısı yaklaşık 13.000 vakadır. Hayatta kalma prognozu %40’ı geçmemektedir.

Ek olarak, ayrı türleri, örneğin tüylü hücreli lösemi veya vrx lösemi gibi diğerlerinden daha az yaygın olan hastalık türleri de vardır.

Lösemi ve nedenleri

Bilim adamları, bu hastalığın ilerlemesine neden olan farklı faktörleri belirlemişlerdir.

Lösemi için risk faktörleri şunları içerebilmektedir;

  • Akut ve kronik miyeloid lösemilerin yanı sıra akut lenfoblastik lösemi gelişimini tetikleyen radyasyona maruz kalmadır.
  • Radyoaktif emisyonlar;
  • Sık kullanımı durumunda radyasyon tedavisi;
  • Çeşitli tetkikler sırasında sık kullanımı ile lösemi gelişme riskini artıran radyografi;
  • Sigara içmek;
  • Kimyasal reaktifler, özellikle benzen ile etkileşim;
  • Kemoterapi görmek;
  • Kalıtsal hastalıklar, örneğin Down sendromu;
  • Kan hastalıkları, örneğin miyelodisplastik sendrom.

Bununla birlikte, risk grubundan bir veya daha fazla faktörün varlığının her durumda bir kişide lösemi gelişimine yol açmadığı unutulmamalıdır. Ancak gelecekte gelişimini önlemek için bu faktörlerle temastan kaçınılması önerilmektedir.

Lösemi ve belirtileri

Bu hastalığın semptomatik tablosu, türüne, birikim yerine ve etkilenen hücre sayısına bağlıdır. Merkezi sinir sistemi dokularının zarar görmesi durumunda kafa karışıklığı, kas kontrolünün kaybı, kusma ve kalıcı baş ağrısı oluşabilmektedir.

Löseminin etkisi, örneğin böbrekler, akciğerler, kalp gibi iç organların işleyişine yayılabilmektedir. Ayrıca organların işlev bozukluğu semptomlarının ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Akut ve kronik lösemi için ortak semptomlar şunları içermektedir;

  • Koltuk altı, kasık, boyundaki genişlemiş lenf düğümleri;
  • Vücut ısısında makul olmayan artışlar ve geceleri artan terleme;
  • Bulaşıcı hastalıkların sık görülmesi;
  • Yüksek düzeyde zayıflık ve yorgunluk;
  • Meydana gelen morarma veya kanama;
  • Bu bölgede bulunan iç organların hacmindeki artıştan dolayı karında şişkinlik veya ağrılı hislerin ortaya çıkması;
  • İştah ve kilo kaybı;
  • Eklemlerde ve kemiklerde ağrılı hisler.;

Bu semptomlar ve belirtiler, bir kişide löseminin varlığını açık bir şekilde göstermemektedir. Bu nedenle, belirtilerin herhangi birinin olması durumunda belirtileri derhal teşhis için en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak gerekmektedir.

Lösemi ve teşhisi

Doğru bir teşhis ancak bir doktor muayenesi ve bir dizi teşhis prosedüründen sonra mümkündür. Doktor muayene ederken, lenf düğümlerinin, karaciğerin ve dalağın palpasyonu kullanmaktadır.

Tam kan sayımı, bu hastalığın olup olmadığını belirlemek için kandaki hücre sayısının test edilmesi ile anlaşılmaktadır.

Lösemi teşhisi için en güvenilir yöntem hastadan biyopsi almaktır. Bu, vücutta kanser hücrelerinin varlığını belirleyecektir. Biyopsi işlemi sadece lokal anestezi ile gerçekleştirilmektedir. Pelvik kemiklerin kemik iliği veya hastanın vücudunun diğer büyük kemikleri kontrol edilebilmektedir. Bu bölgelerde ki dokular ince veya kalın iğneler kullanılarak alınmaktadır. Ayrıca bazı durumlarda, ek teşhis prosedürlerinin kullanılması gerekmektedir. Bunlar;

  • Sitogenetik – hastanın kan hücrelerinin, lenf düğümü hücrelerinin veya kemik iliğinin kromozomlarının çalışmaları;
  • Omurilik sıvısı üzerinde bir çalışma yapmak – bu tanı yöntemi lokal anestezinin etkisi altında gerçekleştirilmekte ve 30 dakikadan fazla sürmemektedir;
  • Göğüs bölgesinin röntgeni – hastanın göğüs bölgesinde hastalığın gelişiminin bir artışı veya diğer semptomları olan lenf düğümlerini düzeltmenize izin vermektedir.

Lösemi ve tedavisi

Kan testleri ve biyopsilerin sonuçları gelişen lösemi tipini belirleyebilmektedir. Tümör sürecinin prevalansı, hastalığın evresini hesaplamayı mümkün kılmaktadır. Bu bilgilere göre yeterli tedavi reçete edilmektedir.

Löseminin ana tedavisi kemoterapidir. Bu yöntem, bazı durumlarda kanser hücrelerinin yok edilmesine veya üremelerini yavaşlatmaktadır. Bu yöntem ile tümörün insan vücuduna yayılmasını durduran ilaçlar kullanılmaktadır. Ayrıca bu durumda birkaç ilaç da kullanılabilmektedir.

Kemoterapi yapmanın birkaç yolu vardır. Bunlar;

  • Oral yol;
  • İlaçların intravenöz uygulaması,
  • İntratektal kemoterapi,
  • İlaçların beyin omurilik sıvısına uygulanması,
  • Kafa derisine uygulanması.

İntratektal kemoterapi diğer yöntemlere göre çeşitli avantajlar sunmaktadır. Bu yöntemi kullanmak, ilaçların beyin ve omuriliğin dar damarlarına nüfuz etmesine izin vermektedir.

Kemoterapi kullanımı ile tedavi kurları 2 ila 4 hafta aralıklarla gerçekleştirilmektedir. Tedavi sürecinin karmaşıklığına, hastanın durumuna, yan faktörlere vb. bağlı olarak gerçekleştirilmektedir. Bu yöntemin ayakta tedavi bazında yapılması mümkündür. Ayrıca buna bağlı olarak tedavi sürecinin süresi değişebilmektedir.

Hedefe yönelik tedavi, radyasyon tedavisi, kemik iliği nakli, immünoterapi ve gözetim de lösemiyi tedavi etmek için kullanılabilmektedir.

Kemoterapinin yan etkileri

Normal vücut hücrelerinin yavaş üremesi ve büyümesi nedeniyle kanama, kusma ve saç dökülmesi meydana gelebilmektedir. Bazı durumlarda, kemoterapi kullanımı kısırlığın gelişmesine yol açabilmektedir. Erkeklerde sperm üretimi durabilmekte ve kadınlar da yumurtalık hasarı riski oluşabilmektedir.

Benzer konular