Deflasyon nedir? Neden tehlikelidir?

Deflasyon nedir?

Deflasyon, enflasyonun tam tersidir. Yani bu terim, mal ve hizmetlerin maliyetinin genel düzeyinde bir düşüş olarak anlaşılmaktadır. Genel olarak böyle bir ekonomik duruma, gelecekte fiyat indirimlerine ve deflasyonist bir sarmal oluşumuna yol açan “satıcı” tekliflerine olan talebin azalması neden olmaktadır. Enflasyon gibi bu kavram da, Latin dilinden gelmektedir.

Enflasyonun aksine, deflasyon pratikte nüfus tarafından hissedilmemektedir. Her şeyden önce, bankacılık kuruluşları ve işletmeleri değer düşüşünden “acı” çekmektedir. Zaten daha sonra ki periyod tüketiciler için paranın satın alma gücündeki bir artışı olarak meydana gelecektir. Bunun neticesinde de paranın değer kaybetmesi ortaya çıkabilmektedir. Çoğu durumda, piyasa ekonomisi deflasyondan mustariptir.

Deflasyon ekonomi için neden tehlikelidir?

Gıda ve hizmet fiyatlarındaki düşüş sadece nüfus için iyidir. Ülke ekonomisine çok zarar vermektedir. Örnek olarak şu durumu ele alalım; fiyatların çökmesinden önce, 40 Lira için bir kilogram sosis satın alınabilirdi. Ancak daha sonra 32 Lira ile almak mümkün olmuştur. Bu durumda tüketici için ilk bakışta bu kesin bir artıdır. Ancak daha az paraya ihtiyacınız vardır. Bu nedenle de deflasyona bir gıda üreticisi gözüyle bakmak gerekmektedir. Hammadde fiyatlarının düşmesine rağmen şirketin karı da düşmüştür. Şimdi üretici deflasyon nedeni ile neredeyse % 17 daha az olan, kilogram mal başına sadece 32 Lira alacaktır.

Taleplerin bastırıldığı dönemde gelirleri bir şekilde artırmak için üreticinin nihai ürünün maliyetini daha da düşürmesi gerekmektedir. Ayrıca işçinin ücretlerini de düşürmesi gerekecektir. Bunu sonsuza kadar yapmak imkansızdır. Bu nedenle üretimin bir kısmı iflas edecektir. Bu yüzden de deflasyon zamanlarında “hayatta kalan” üreticiler olmaktadır. Çünkü, ücretleri daha da düşürmek ve üretimi optimize etmek zorunda kalacaklardır. Ayrıca vergi ödemelerinin azalması ekonomide durgunluğa yol açacaktır.

Deflasyonist sarmal

Herhangi bir küresel fiyat düşüşü, sözde deflasyonist bir sarmal ile karakterize edilmektedir. Oluşumunun algoritması şu şekilde tanımlanabilmektedir;

  1. Her şeyden önce, tüketici fiyatlarda daha da büyük bir düşüş bekleyerek, para biriktirmeye başladığı için mal ve hizmetlere olan talep düşmektedir.
  2. Nüfus, küresel olarak daha fazla para biriktirmeye başlamakta ve onu dolaşımdan çekmektedir.
  3. İşletmelerin arzı, nüfusun talebinden daha fazla hale gelmektedir.
  4. Tüketicilerin talebi azaldığından, üretici ciroyu artırmak için bir ürün veya hizmetin fiyatını düşürmektedir.
  5. Fiyat indirimleri gelirde düşüşe yol açtığı için birçok işletme iflas ettiğini ve tasfiye olduğunu ilan edecektir.
  6. Sanayi sayısındaki azalma kitlesel işsizliğe yol açmaktadır.
  7. Mal ve hizmetlere olan talep azalmaya devam edecektir.
  8. İşletmelerin kârlarının azalması, üreticinin vergi ve diğer borçlarını ödeyememesine yol açmaktadır.
  9. Krediler kesilmekte ve krediler tüketici için pahalı hale gelmektedir.
  10. Kitlesel işsizlik koşullarında, insanlar daha da aktif olarak para biriktirmeye başlayacaktır.
  11. Üreticilerin tekliflerinin maliyeti bir kez daha düşecektir.
  12. Mal ve hizmet piyasasına olan talep tekrar düşecektir.
  13. Daha fazla fiyat indirimi beklenecektir.

Deflasyon neden oluşmaktadır?

Toplamda, böyle bir ekonomik durumun ortaya çıkması için dört mekanizma ayırt edilmektedir. Bunlar;

  1. Para talebinde bir artış.
  2. Verilen kredi hacminin azaltılması.
  3. Talep olmadığında üretimde artış.
  4. Ekonominin devlet tarafından aşırı düzenlenmesi.

Bu mekanizmalara göre ise şu durumlar gerçekleşecektir;

  1. Para talebinde bir artış olduğunda bu durum da, nüfusun kitlesel olarak para biriktirmeye başlanmasına sebebiyet verecektir. Eğer böyle bir sorun gerçekleşir ise, bankacılık kuruluşlarında mevduat yapmak gerekecektir. Ayrıca bu sektör parayı elde tutmak isteyecektir. Bunun sonucunda da, fiyatların düşecek, para dolaşımı azalacak ve paranın değerinin artmasına neden olacaktır. Aynı şey, örneğin ülkede iki para birimi “gittiğinde” de olmaktadır. Böyle bir durumda, nüfusun birine yatırım yapması daha karlı, ikincisi ise arz sıkıntısı çekmesine neden olacaktır.
  2. Verilen kredilerin hacminin azaltılması üzerine, kredilerin azalması nakit cirosunun azalmasına neden olabilmektedir. Bunun nedenleri hem ekonomik durum, hem de devletin kısıtlayıcı önlemleri olabilmektedir. İlk durum, bir işletme olarak borç vermeyi devalüe eden faiz oranında bir düşüşe yol açmaktadır. İkinci durumda ise devlet denetimi, kredinin sınırlı olduğu endüstrinin yıkımına yol açacaktır. Ayrıca bu da ekonomideki para dolaşımını azaltacaktır.
  3. Talebin yokluğunda üretimde artış oluşması durumunda, nüfus ücretlerindeki bir artışın yanı sıra para dolaşımındaki bir artış eşlik etmiyorsa, er ya da geç deflasyona yol açacaktır. Düşen fiyatlar, talebi olmayan malların fazla üretiminden kaynaklanmaktadır. Yani, nüfus satın almak için harcamak yerine tasarruf etmeyi tercih edecektir.
  4. Devlet tarafından ekonominin aşırı düzenlenmesi ise, para dolaşımının aşırı düzenlenmesini içermektedir. Örneğin Merkez Bankası’nın asgari faiz oranındaki keskin bir değişikliği, mal ve hizmet maliyetinde düşüşe yol açmaktadır.

Nasıl önlenmektedir?

Deflasyonu önlemek ve yumuşatmak için alınacak önlemler şunlardır;

  1. Şirketler, orta ve küçük işletmeler ve endüstriler için vergi indirimi.
  2. Borç verme koşullarını tüketici için daha cazip hale getirmek için Merkez Bankası kilit faizinin düşürülmesi. Bu durumda kredi ihracı artar, talep düzenlenir, mal ve hizmet fiyatları dengelenir.

Benzer konular