Side antik kenti – Antik Yunanistan döneminde inşa edilmiş bir şehirdi. Günümüzde Antalya ilinin popüler tatil beldelerinden biridir. Side, Antalya ilinin güneydogusunda yer almaktadır. Ayrıca Side antik kent, kendisine 7 km uzaklıktaki Manavgat ilçesine bağlıdır.
Kentin inşası, Batı Anadolu’dan gelen Helenlerin bölgeyi keşfetmeye başladığı MÖ 7. yy’a kadar olduğu düşünülmektedir. O zamanlar ortaya çıkan Yunan lehçesinden çeviride “nar” anlamına gelen şehre “Side” adını veren Yunanlılardı. O dönem de meyve, refah ve doğurganlığın sembolü olarak kabul edilmekteydi. Side antik kenti tarihi eserlerinin imajı eski sikkelerle süslenmiştir. Yüzyıllar boyunca, Yunanlılar şehri genişletmiş ve güçlendirmiştir. İki liman aracılığıyla komşu şehirler ile bir şekilde ticaret yapılmıştır.
Side antik kenti, 2-3 yüzyılda en yüksek çiçeklenmeye dönemine ulaşmıştır. MS ise, Roma İmparatorluğu’nun bir parçası olmuştur. Bu dönemde inşa edilen binaların çoğu günümüze ulaşan antik kent kalıntılarıdır. 7. yüzyılda, Arapların sayısız baskınından sonra şehir çürümeye terkedilmiştir. Ayrıca 10. yüzyılda yıkıma uğramıştır. Birkaç yüzyıl sonra ise, Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası olmuştur.
Side antik kenti ve onun zengin tarihi, bu bölgede ki mimari anıtlara yansımıştır. Bazıları sadece harabe olarak günümüze ulaşmış olsada, iyi durumda olan eserler de bölgede bulunmaktadır. Side Antik Kent uzun yıllar yaşayıp çalışan Amerikalı gazeteci Alfred Friendly’nin başlattığı geniş çaplı restorasyon çalışması sonucunda koruma altına alınmıştır. Aynı zamanda Alfred Friendly görülmeye değer eserlerin ayakta kalmasına yardımcı olmuştur. Çabaları sayesinde bugün en değerli antik yapıları ve arkeoloji müzesinin sergilerini inceleyebiliriz.
Side Antik Kenti de ki tarihi yapılar
Side’nin ilgi çekici yerlerinin çoğu şehrin ana girişinde yoğunlaşmıştır. Bazı nesneler ise, deniz kıyısında yer almaktadır. Tam merkezde popüler Türk ürünlerini bulabileceğiniz büyük bir çarşı bulunmaktadır. Akşamları ulusal canlı müziğin çalındığı sahil boyunca şirin kafeler ve restoranlar sıralanmıştır. Deniz manzaraları, antik anıtlar, yemyeşil bitki örtüsü ve mükemmel altyapının inanılmaz bir kombinasyonu, dünyanın her yerinden binlerce turisti kendine çekmektedir.
Side antik kenti amfitiyatrosu
Side’deki amfitiyatro Türkiye‘nin en büyüğü olmasa da, antik yapı ölçeğinde gerçekten dikkat çekicidir. Dönüm noktasının inşası, Roma İmparatorluğu’nun ülkenin bu bölgesinde hüküm sürdüğü MS 2. yüzyıla kadar dayanmaktadır. O zamanlar bina, aynı anda yaklaşık 20 bin kişi tarafından görülebilen gladyatör savaşları için bir arena görevi görmekteydi. Şimdiye kadar, bina iyi akustiği ile digerlerinden ayırt edilmektedir. Ancak günümüzde alanın ilginç manzaraları üst seyirci stantlarından çekilebilmektedir.
Vespasian Kapısı (Vespasianus Aniti)
Side antik kenti merkezine giderken Side’nin ana girişi olarak kabul edilen antik kemerli bir kapı ile karşılaşılmaktadır. MS 1. yüzyıldan kalma yapı, Roma hükümdarı Vespasian’ın onuruna inşa edilmiştir. Ayrıca binanın yüksekliği 6 m’ye ulaşmaktadır. Bir zamanlar kapının her iki yanında kuleler bulunmaktaydı. Yapının nişleri imparator heykelleriyle süslenirdi. Bugün, antik yapının sadece kalıntıları kalmıştır. Ancak bu kalıntılar bile Roma İmparatorluğu zamanlarının mimarisinin ihtişamını ve anıtsallığını göstermektedir.
Apollon Tapınağı
Side şehrinin ana cazibe merkezi ve sembolüdür. Deniz ve limanına yakın kayalık bir kıyıda bulunan bölge Apollon Tapınağı’nın kalıntılarını barındırmaktadır. Manastır, Antik Yunan güneş tanrısı ve sanatın hamisi Apollon’un onuruna MS 2. yüzyılda inşa edilmiştir. Başlangıçta mermer sütunlarla süslenmiş dikdörtgen bir yapıydı. 10. yüzyılda, güçlü bir deprem sırasında tapınak neredeyse yıkılmıştır. Ayrıca inşaattan sadece beş sütundan oluşan cephe ve temelin parçaları kalmıştır.
Anıtsal Çeşme Nymphaeum
Side antik kenti, bir zamanlar hayat dolu bir çeşme işlevi gören oldukça sıra dışı bir binanın bir kısmını da bulundurmaktadır. Roma hükümdarları Titus ve Vespasian’a saygının bir işareti olarak MS 2. yüzyılda inşa edilmiştir. Aynı zamanda bina 5 m yüksekliğinde ve yaklaşık 35 m genişliğinde üç katlı bir çeşmeydi. Ayrıca yapı o zamanın standartlarına göre gerçekten görkemli bir yapı olarak kabul edilirdi. Su, Manavgat Nehri’nden taş bir su kemeri ile Nymphaion’a akmaktaydı.
Antik Roma su kemeri
Genellikle Side şehrinin ve Türkiye’deki diğer tatil yerlerinin fotoğraflarında, kilometrelerce uzanan antik taş kemerli yapıları görebilirsiniz. Antik şehirlerin evlerine suyun sağlandığı bir antik Roma su kemerleri sistemi bulunmaktadır. Bugün, tüm Akdeniz kıyılarında antik su temin yapılarının kalıntıları görülebilmektedir. Side’de 30 km boyunca uzanan 16 tünel ve 22 su kemeri köprüsü içeren antik bir su kemeri de günümüze ulaşmıştır. Bir zamanlar Manavgat Çayı’ndan şehre ana kapıdan 150 metre uzaklıkta bulunan bir yeraltı borusuyla su gelirdi.
Side antik kenti müzesi
Side antik kenti bölgesinde 20. yüzyılın ortalarında büyük ölçekli arkeolojik kazılar yapıldı. Bu kazılar sırada en değerli eserlerin çoğu ortaya çıkarılmıştır. Araştırma çalışmalarının tamamlanmasının ardından, şehirde bir zamanlar gelişen uygarlıklara adanmış bir müze açılmasına karar verildi. Restore edilmiş Roma hamamları, koleksiyon için bina olarak hizmet etmiştir. Bugün müze 2 bölüme ayrılmıştır. Biri binanın içinde, ikincisi açık havada. Sergilenenler arasında heykel parçaları, lahitler, antik sikkeler ve amforalar bulunmaktadır. Müzedeki en eski nesne MÖ 8. yüzyıla kadar dayanmaktadır. Müzenin sergileri çoğunlukla Greko-Romen dönemini anlatmaktadır. Ancak burada Bizans ve Osmanlı dönemleriyle ilgili eserleri de görebilirsiniz.