Perge Antik Kenti, Türkiye‘nin arkeoloji alanlarından biridir. 2009’dan beri UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır.
Perge antik kenti, Antalya‘nın 18 kilometre doğusunda yer almaktadır. Bir zamanlar Perge antik kent, Pamfilya’nın en önemli şehriydi. Yöre, dünyaca ünlü matematikçi ve astronom Apollonius’un yaşadığı sehirdir.
Antik çağda Perge antik kenti, tanrıça Artemis’e adanmış bir kutsal alan olarak bilinmekteydi. Aynı şekilde tüm canlıların hamisi olan tapınak, şehrin dışındaki bir tepede inşa edilmiştir. Ancak yoğun kazılar yapılmasına rağmen bu eser ortaya çıkarılamamıştır. Günümüzde arkeologlar, görkemli yapının hiçbir izini bulamamışlardır.
Perge Harabeleri ve Simgesel Yapıları
Antik çağ tutkunları hayal kırıklığına uğramayacaklar, çünkü antik kentin topraklarında Artemis Tapınağı olmadan bile görülecek farklı yapıtlar bulunmaktadır. Üstelik Perge gerçek bir açık hava müzesidir.
1946’dan beri bu bölgede kazılar yapılmaktadır. Son buluntular arasında okyanusu ve denizanasını betimleyen iyi korunmuş Yunan mozaikleri yer almaktadır. 2017 yılında koleksiyon, Iphigenia’nın (Artemis’in bir sıfatı) kurban edilmesini tasvir eden bir mozaikte bulunmuştur. Bu ve diğer mozaiklerin çekici görünümünden dolayı ilçeye Türkiye’nin ikinci Zeugması lakabı verilmiştir.
Perge antik kenti amfitiyatrosu
Ziyaretçilerin karşısına çıkan ilk yer amfitiyatrodur. Binanın tarihi 2. yüzyıla kadar dayanmaktadır. Mimarisi ise, Roma ve Yunan özelliklerini birleştirmektedir. Roma tarzında, yarım daire biçimli bir koridor ve yüksek bir podyum üzerinde duran 25 metrelik bir sahne vardır. Aynı zamanda mitolojik konularda, Dionysos’un hayatından bölümlere adanmış kabartmalarla süslenmiştir. Artık hemen hemen tüm heykel ve kabartmalar Antalya arkeoloji müzesinde saklanmaktadır. Ayrıca bilim adamları, amfitiyatronun aynı anda 15.000 kişiyi barındırdığını tahmin etmektedir.
Perge antik kenti stadyumu
Stadyum 12.000 seyirciden biraz daha küçük bir kapasiteye sahiptir. Kalıntılar, amfi tiyatronun tam karşısında yer almaktadır. Ayrıca yapı 234 metre uzunluğunda ve 34 metre genişliğindedir. Bu parametreler stadyumu türünün en büyüklerinden biri yapmaktadır. Bina bugüne kadar iyi durumda kalmıştır. Tüm antik stadyumlardan sadece Aphrodisias’ın daha eksiksiz olduğu düşünülmektedir.
Perge antik kenti stadyumu, beşik tonozlu bir yapı üzerine oturan 12 sıra koltuktan oluşmaktadır. Toplamda yaklaşık 39 kasa vardır. Kemerlerin bir kısmının giriş, diğerinin ise alışveriş pasajları yeri olması dikkat çekicidir. Yakından bakarsanız dükkan sahiplerinin bıraktığı yazıtları bulabilirsiniz. Tüccarlar burada satılan ürünler hakkında bilgi vermişlerdir. Aynı şekilde kuzeyde, gladyatör savaşları arenası stadyumun bitişiğinde bulunmaktadır.
Roma kapısı
Perge antik kenti girişindeki güney kapısının adıdır. 4. yüzyılda İmparator Septimius Severus döneminde inşa edilmiştir. Ayrıca kapı yüksek kulelerle tahkim edilmiştir.
Helenistik kapı ve avlu
Helenistik Kapı, Perge şehrinin en ikonik simgesidir. Aynı şekilde yanlarında kesme taşlardan yapılmış birkaç kule bulunmaktadır. Yapının tarihi MÖ 3. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Kapının arkasında iki katlı revaklı bir iç avlu vardır. Üst seviye antik kentin kurucularının heykelleri bu bölgede bulunmaktadır. Yunan tanrılarının heykelleri de bu bölgede yer almaktadır. Ayrıca avlunun kuzey kısmında Roma imparatorlarının heykelleri de yer almaktadır. Günümüzde ise tüm bu eserler Antalya Arkeoloji Müzesi’nde yer almaktadır.
Kapının güneyinde bir su deposu ve dekoratif bir cepheden oluşan çeşme kompleksinin kalıntılarıda bulunmaktadır.
Perge antik kenti ve temaları
Şehir birkaç hamam kompleksine sahipti. Ayrıca Köyün kuzey tarafında yer alan hamamlar, 5 odalı tipik bir Roma düzenine sahipti. Traverten kaplı duvarlar zamanımızda açıkça görülmektedir. Yapı, Pamfilya bölgesindeki anıtsal hamamların en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Helenistik kapının batı tarafında başka bir hamamın kalıntıları da bulunmaktadır. Bina güneye bakan pencerelerden oluşuyordu. İnce mermer levhalar burada görülebilmektedir. Birkaç odada açık ısıtma sistemi de bulunmaktadır.
Perge antik kentin de ki kiliseler
Aynı zamanda açık hava müzesinde birçok kilise kalıntısı bulunmaktadır. Şehrin güney kesiminde Hıristiyan tapınaklarının izlerini görebilirsiniz. Üç nefli bazilikası günümüze ulaşan eserlerden bir tanesidir ve Perge’nin orta kesiminde yer almaktadır.
Perge antik kenti ve tarihi
Yerleşmenin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Bazı arkeologlar, kentin tarihinin MÖ 13. yüzyılda Truva Savaşı’ndan sonra başladığına inanmaktadır. İddiaya göre, ünlü düşünürler Calchas, Amphilochus ve Pug liderliğindeki Yunan göçmenler ilk bu bölgeye yerleşmişlerdir. İlk sakinler bugünkü akropol alanına yerleşmişlerdir. O zamana göre biraz garip bir seçimdir. Genellikle kıyı bölgeleri geliştirilirdi. Perge ise denize 20 kilometre uzaklıktaydı.
İkinci versiyona göre, şehir MÖ 1000’de zaten vardı. Bilim adamları, bulunan Hitit tabletine dayanarak böyle sonuçlar çıkardılar. Bu görüşün taraftarları kenti Parha adıyla tanımlarlar.
MÖ 334’e kadar Perge antik kent Pers etkisi altında kalmış bir bölgeydi. MÖ 333’te yerleşim Büyük İskender tarafından devralınmıştır. Sakinler el koymaya direnmediler, aksine kapıları Makedonlara kendileri açtılar.
MÖ 188’de şehir Romalılar tarafından yönetilmekteydi. Hıristiyanlığın nüfuzu MS 1. yüzyıla kadar uzanmaktadır.
Son refah dönemi MS 5. ve 6. yüzyıllarda olmuştur. Ayrıca 8 yüzyılda Perge Arap istilaları sırasında yıkılmış ve asla yeniden inşa edilmemiştir.