Şizofreni nedir?

Tarih:

Şizofreni hakkında birçok efsane ve yanlış anlama vardır. Kendisiyle ilgili filmler yapılarak sık sık romantize edilmekte ve kitaplarda anlatılmaktadır. Ayrıca kişiyi zaman zaman dengesiz olarak göstermektedirler. Ancak bu hastalık ciddi bir psikiyatrik tanıdır ve tedavisi mümkün değildir.

Şizofreni nedir?

Şizofreni, gerçeğin yanlış yorumlanmasına neden olan ve halüsinasyonlara, sanrılara ve günlük işleyişi bozan aşırı derecede düzensiz düşünce ve davranışlara neden olabilen kronik bir hastalıktır. Ayrıca şizofreni engelliliğe yol açabilmektedir.

Bu hastalığın en büyük sorunlarından biri tamamen tedavi edilememesidir. Aynı zamanda, bilim adamları şizofreninin nedenlerini ve yeni tedavi yöntemlerini veya en azından bu durumun düzeltilmesini aramaya devam etmektedirler.

Şizofreni ile ilgili bir diğer büyük sorun da toplumda şizofreni ile ilgili yanlış algılardır. Bu kesinlikle kişilik bölünmesiyle ilgili değildir. Çoğu hasta başkaları için bir tehdit oluşturmamaktadır.

Araştırmalar, bu rahatsızlığın hem erkekleri hem de kadınları eşit şekilde etkilediğini göstermektedir. Şizofreni hastalarında sık görülen kalp hastalığı veya diyabet gibi komorbid problemler nedeniyle genç yaşta ölme olasılığı çok yüksektir.

Bir kişinin şizofreni olduğu nasıl anlaşılmaktadır?

Aslında şizofreninin bir aktif bir de inaktif evresi vardır. Hareketsiz fazda, kişi sağlıklı bir insanla aynı şekilde davranmaktadır. Ancak hastalık ne kadar uzun sürerse, kişinin kişiliği o kadar çok değişmektedir.

Bu, duygusal titreşimlerin kaybı, ilgi, ilgi alanlarının ve faaliyetlerin basitleştirilmesi gibi nedenlerden dolayı olabilmektedir. Bu tip kişiler hobilerle ilgilenmez ve arkadaşlarla iletişimle geçmeye çalışmazlar. Yani bu tip kişi sadece fizyolojik şeylerle sınırlı kalmaktadır.

Aktif faz zaten belirgin semptomlara sahiptir. Örneğin, bir kişi gerçek ve gerçek olmayan deneyimleri ayırt edememektedir. Herhangi bir tıbbi durumda olduğu gibi, semptomlar sıklık ve süre bakımından hastadan hastaya değişmektedir. Ayrıca, kişi ne kadar yaşlıysa, şiddetli psikotik semptomları o kadar az sıklıkta görülmektedir. Alkol, uyuşturucu, stres ve uygunsuz ilaçlar da şizofreninin şiddetini etkileyebilmektedir.

Şizofreni hastalarında gözlenen başlıca belirtiler şunlardır;

  • Halüsinasyonlar – örneğin, hasta sesler duyabilmekte veya gerçekte var olmayan şeyleri görebilmektedir.
  • Paranoya;
  • Abartılı veya çarpık gerçeklik anlayışı;
  • Plan yapma yeteneğinin azalması veya kaybı;
  • İletişim işlevlerinin ihlali;
  • Duyguların zayıf ifadesi;
  • Zevk kaybı;
  • Bilinç karışıklığı;
  • Konuşma ile ilgili sorunlar;
  • Mantıksal düşüncenin ihlali;
  • Doğal olmayan davranış ve hareket.

Şizofreni genellikle 20-30 yaş aralığında kendini göstermektedir. Bununla birlikte, bunun genellikle belirli faktörler nedeniyle daha erken gerçekleştiği durumlar vardır. Okuldaki düşük performanstan kaynaklanan stres, toksik aile ortamı, akranlarla ilgili sorunlar ve benzerleri sebepler ile erken yaşlarda da görülebilmektedir.

Bazen 14-16 yaşlarında ki gençlerde de belirtiler olduğu görülmektedir. Ancak bunlar oldukça nadir durumlardır. Neden bazılarında genç yaşta, bazılarında ise daha ileri yaşlarda kendini gösterdiği tam olarak bilinmemektedir. Bu genetik yatkınlıktan, çevreden ve vücuttaki reseptörlerin yapısından ve gelişim özelliklerinden etkilenmektedir.

Tanı koymak için semptomların en az altı ay sürmesi gerekmektedir. Sadece bir doktor tarafından ve ancak kapsamlı bir tıbbi muayeneden sonra doğru tanı verilebilmektedir. Çünkü benzer semptomlar başka nedenlerle, örneğin psikotrop maddelerin kötüye kullanılması, beyin iltihabı veya bir beyin tümörü nedeniyle ortaya çıkabilmektedir.

Şizofreni neden olmaktadır?

Her vaka özeldir. Hastalığa neden olabilecek birkaç faktör vardır. Şizofreni genellikle kalıtsaldır, ancak bundan hiçbir gen sorumlu olmamaktadır. Aksine belirli gen kombinasyonları, bir kişiyi hastalığa yakalanmaya yatkın hale getirebilmektedir. Ancak bu genlerin varlığı kişinin yüzde yüz şizofreni olacağı anlamına gelmemektedir.

Hastalığın kısmen kalıtsal olduğuna dair kanıtlar ikizler üzerinde yapılan araştırmalardan gelmektedir. Tek yumurta ikizleri aynı gen setini paylaşmaktadır. Bunlardan biri şizofreniye yakalanırsa, diğer ikiz ayrı büyüseler bile %50 hastalanma şansına sahiptir. Farklı genetik yapıya sahip ikizlerden biri şizofreni geliştirirse, diğerinin bunu geliştirme şansı %12,5’tir.

Aynı zamanda, şizofreni hastaları üzerinde yapılan araştırmalar, beyin yapılarında ince farklılıklar olduğunu göstermiştir. Bu değişiklikler tüm şizofreni hastalarında görülmemekte ve ruhsal hastalığı olmayan kişilerde de ortaya çıkabilmektedir.

Beynimizde hücreleri arasında mesaj ileten kimyasallar bulunmaktadır. Bu kimyasallara nörotransmiterler adı verilmektedir. Bilim adamları ayrıca nörotransmiterler ve şizofreni arasında bir bağlantı bulmuşlardır. Şizofreninin bazı semptomlarını hafifleten ilaçlar beyindeki nörotransmiterlerin seviyesini değiştirmektedir.

Aynı zamanda, nörotransmitterlerin (dopamin ve serotonin) seviyesindeki değişiklikler de şizofreniye yol açabilmektedir. Bazı araştırmalar da, ikisi arasındaki dengesizliğin soruna neden olabileceğini öne sürmektedir. Ayrıca bilim insanlarına göre vücudun nörotransmitterlere duyarlılığını değiştirmenin şizofreninin nedenlerinden biri olduğunu bulmuşlardır.

Şizofreni ayrıca düşük doğum ağırlığı, erken doğum veya doğum sırasında oksijen eksikliği olan çocuklarda da gelişebilmektedir. Bu faktörler ise, beyni etkileyebilmektedir.

İleri yaşlarda hastalığın gelişimi şiddetli stresten etkilenebilmektedir. İş veya ev kaybı, sevdiklerinizin ölümü, ilişkilerin bozulması, fiziksel, cinsel veya duygusal istismar hastalığın tekrarlamasına neden olmaktadır. Ancak bu durumlar tek başına şizofreniye yol açmamaktadır. Sadece risk altında olanlar için tetikleyici olarak hizmet edebilmektedirler.

Şizofreni nasıl tedavi edilmektedir?

Ne yazık ki, günümüzde şizofreni tedavi edilemeyen bir hastalık tipidir. Bu hastalık, yaşam boyu ilaç alımını gerektirmektedir. Aktif olmayan aşamada bile ilaç alımına tekrarlama riskine karşılık ilaç kullanılması gerekmektedir. Genellikle, durumu düzeltmek için ilaçlar ve terapi kullanılmaktadır. Bazen ise hastaneye yatmak gerekebilmektedir.

Psikoz tedavisi (şizofreni psikozdur) birkaç aşamaya ayrılmaktadır. İlk aşama halüsinasyonlar veya başkalarına veya kendimize yönelik bir tehdit olduğunda akut bir durumu ortadan kaldırmak içindir. Ondan sonra ise, kişinin uzun süre aldığı destekleyici tedavi reçete edilmektedir. Ancak bu durum çoğu zaman ömür boyu sürecek bir ilaç tedavisini gerektirmektedir.

En sık reçete edilen antipsikotik ilaçlar, beyindeki nörotransmitter dopamine etki eden ilaçlardır. Antidepresanlar gibi diğer ilaçlar da yardımcı olabilmektedir. Bu ilaçlardan bazıları Ulusal İlaç Listesi’nde yer almaktadır. Bu nedenle devlet bunları hastalara sağlayabilmektedir.

İlaç tedavisine başladıktan sonra semptomların ortadan kalkması birkaç hafta sürebilmektedir. Şizofreni ilaçlarının ciddi yan etkilerinin olması hastaların bu ilaçları alması konusunda isteksiz olmasına sebep olmaktadır.

Psikoterapi düşünce tarzınızı normalleştirmenize yardımcı olabilmektedir. Ek olarak, stresle başa çıkmayı öğrenmek, nüksü erken tespit etmek ve bunu önlemek, şizofreni hastalarının hastalıklarıyla baş etmelerine yardımcı olabilmektedir. Ayrıca psikolojik destek grupları da bu hastalara yardımcı olabilmektedir.

Yazıyı paylaş;

Biliyormuydunuz?

Benzer konular
Benzer konular

Akciğer kanseri: nedenleri ve belirtileri

Akciğer kanseri, bronşları veya akciğerleri kaplayan hücrelerden kaynaklanan bir...

Damar sertliği neden olur?

Damar Sertliği Neden Olur? Damar sertliği, tıbbi adıyla ateroskleroz, atardamarların...

Hemofili nedir? Nedenleri, belirtileri, tanı ve tedavisi.

Tanım Hemofili, kontrolsüz ve sıklıkla spontan kanamalara ve çeşitli organ...

Su kullanımı ile buluşan hastalıkların önlenmesi

Güvenli su kullanımı, içme, ev ihtiyaçları, yemek pişirme veya...