İnce bağırsak kanseri, ince bağırsağın kısımlarını etkileyen kötü huylu bir tümördür. Aynı zamanda duodenum, ileum veya jejunum olarak çeşitleri bulunmaktadır. İnce bağırsağın oluşumları arasında duodenum kanseri daha sık, daha az sıklıkla ileum ve jejunumda görülmektedir.
Duodenum kanseri (Duodenum) genellikle bağırsak kriptlerinin ve duodenal bezlerin epitelinden ve daha az sıklıkla yüzey epitelinden gelişmektedir. Duodenal tümörlerin ekzofitik ve endofitik büyüme formları arasında ayrım yapılması gerekmektedir. Mikroskobik özelliklere göre bu tiplerde adenokarsinom baskındır. Taşlı yüzük hücreli karsinom çok daha az sıklıkla tespit edilmektedir. Duodenumun primer malign tümörleri nadir görülen hastalıklardandır. Ayrıca astrointestinal sistemin tüm malign tümörlerinin yaklaşık %0.5’ini oluşturmaktadır. Daha sık olarak, komşu organların kanserinin çimlenmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkan ikincil duodenum kanseri teşhisi konulabilmektedir.
50 yaş üstü hem erkek hem de kadınlarda ince bağırsak kanseri aynı sıklıkta tespit edilmektedir. İnce bağırsak kanseri genç yaşta pek görülmemektedir. Ancak nadir de olsa tespit edilebilmektedir.
İlk aşamada ince bağırsağın bir tümörü tespit edilmezse, kökenini kesin olarak belirlemek oldukça zor olmaktadır. Bu durumda oluşum, komşu organlara doğru büyümekte ve yumuşak dokuların bir yığını olarak tanımlanmaktadır. Özellikle duodenum kanserini safra kanalı kanseri, pankreas kanseri ve duodenal papilla kanserinden ayırt etmek zordur. Bazen bu tümörlere “duodenumun ikincil kanseri” de denmektedir.
İnce bağırsak kanseri ve teşhisi
İnce bağırsak kanseri teşhisi, röntgen ve endoskopik çalışmalara dayanmaktadır. Ayrıca, ameliyattan önce pankreas ve mezenterik damarlara tümör istilasını, lenf düğümlerindeki ve karaciğerdeki metastazları, asitleri (karın içinde sıvı birikimi) belirlemeye izin veren ultrason muayenesi (ultrason) kullanılmaktadır. Duodenoskopi, mukoza zarının etkilenen bölgelerinden alınan izlerin ve biyopsi materyalinin sitolojik incelemesi ile gerçekleştirilmektedir.
Hastalarda duodenum kanserini doğru şekilde teşhis etmek için modern X-ray ekipmanı kullanılmaktadır. Endoskopik muayene yapılırken, diğer çalışmalar (örneğin, ultrason, CT veya MRI) sırasında görünmeyebilecek patolojik değişiklikleri tespit etmek için ekipman kullanılmaktadır. Endoskopik muayeneler yüksek nitelikli bir uzman tarafından gerçekleştirilmektedir.
İnce bağırsak kanseri ve tedavisi
Bu tip tüm cerrahi prosedürler birinci sınıf uzmanlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Modern yaklaşımlar, doktorların profesyonelliği ve en son ameliyat ekipmanlarının kullanımı sayesinde ince bağırsak kanserinin cerrahi tedavisi minimal travmatiktir. Vakaların büyük çoğunluğunda ameliyatları laparoskopik yöntemle yapılmaktadır.
İlerlemiş kanseri olan hastaların ilaç tedavisi, modern ilaçlarla ve sitostatik kemoterapinin kullanımına dayanmaktadır.
İnce bağırsak kanseri ve belirtileri
İnce bağırsak kanseri yavaş gelişmekte ve başlangıcı hafif ve spesifik olmayan klinik belirtilerle kendini göstermektedir. Temel olarak, bu semptomlar gastrointestinal sistemin birçok hastalığı için tipiktir. Bu hastalığın belirtileri şu şekildedir;
- Geğirme,
- Mide ekşimesi,
- İştahta bozulma veya iştahsızlık,
- Üst karında belirsiz ağrı,
- Halsizlik,
- Kilo kaybı
- En belirgin semptom ise ağrıdır.
İnce bağırsak kanseri erken evrelerinde, tümör infiltratif hale geldikçe, ağrı bağırsak duvarının nöral elemanlarının tümör sürecine dahil olmasıyla ilişkilendirilmektedir. Bu dönemde, ağrılar donuktur. Genellikle gıda alımı ile ilgisizdirler. Daha sonra tıkanıklık geliştiğinde, pankreas, mezenter içine çimlenme, yanma karakterini oluştururlar. Ayrıca yoğunlukları ve süreleri artmaktadır. Epigastrik bölgede bir ağırlık hissi vardır. Ağrı yemekten sonra daha kötüdür ve kusma eşlik edebilmektedir.
Çoğu durumda, ağrı epigastrik bölgede, daha az sıklıkla sağ hipokondriyumda lokalizedir. Sırt ağrısının ışınlanması karakteristiktir. Ağrının lokalizasyonu ve ışınlanması, ince bağırsağın pilor, karaciğer, safra kesesi, safra kanalları, pankreas ile ortak innervasyonundan kaynaklanmaktadır. İştah azalması, dispeptik semptomlar, genel halsizlik ve kilo kaybı gibi semptomlar oldukça erken ortaya çıkabilmektedir. Sarılık belirebilmekte ve yavaş yavaş artmaktadır.