Dünyada çok sayıda organizma bulunmaktadır. Bunlar mantarlar, bitkiler, hayvanlar, insanlar olarak sınıflandırılabilmektedir. Hepsi tek bir özellik tarafından birleştirilmiştir. Hepsinin gövdesi hücrelerden oluşmaktadır.
Bazılarında ise, bir hücre zaten bir bütün vücuttur. Bu tür organizmalara tek hücreli organizmalar denmektedir. Bakteriler, bazı mantarlar ve protistler tek hücreli canlılardır.
İnsanlarda vücut yaklaşık 30 trilyon hücreden oluşmaktadır. Birden fazla bulunduğu organizmalara, çok hücreli denmektedir. Bunun dışında vücudumuzdaki en küçük parçacıklar olarak kabul edilmektedir.
Hücreleri inceleyen bilim dalına sitoloji denmektedir.
Keşif hikayesi
İlk gören kişi 1665’te İngiliz bilim adamı Robert Hooke olmuştur. Gelişmiş bir mikroskop ile, Hooke’un kendini geliştirdiği ve keşfin yapmasına yardımcı olmuştur. Bilim adamı ince bir balsa ağacı parçası kesmiş ve mikroskop altında incelemiştir. Sonuç ise o döneme göre şaşırtıcı olmuştur. İlk kullanım da Hooke petek gibi görünen hücreler görmüştür. Bunlara “petek” adını vermiştir.
Daha sonra 1674’te Hollandalı bilim adamı Anthony van Leeuwenhoek bu konu üzerine deneyler yapmıştır. Tükürük, kan, deri ve yağmur suyu örneklerini mikroskop altında incelemiştir. Levenguk, bir damla suda küçük hareketli “hayvanlar” bulduğunda çok şaşırmıştır. Zamanla bu konu üzerine yapılan araştırmalarda, bu tek hücreli organizmaların bakteri, amip ve siliatlar olduğu anlaşılmıştır.
Boyutları
Çok çeşitli boyut ve şekillerde olabilmektedir. En büyük hücreler 15 cm’ye kadar boyutlara ulaşmakta ve en küçüğü mikroskopta yüksek büyütme olmadan görülememektedir.
Hücreler şekil olarak uzayabilmektedir. Ayrıca top, dikdörtgen, yıldız vb. gibi görünebilmektedir.
Canlılarda görülen yapısı
Tüm organizmaların hücreleri hayvanlara ve bitkilere ayrılmaktadır. İç yapılarında ise, biraz farklılık olmaktadır. İnsanlarda, hayvanlarda, kuşlarda, mantarlarda, bedenlerde ve hayvanlarda oluşmaktadır.
İnsanın vücudunda organlar olduğu gibi her hücrenin iç kısmında da organeller bulunmaktadır. Görevi tüm ihtiyaçlarını sağlamak, korumak, besin sağlamak, gereksiz olanları uzaklaştırmaktır. Ayrıca büyümesine ve çoğalmasına yardımcı olmak yine hücrelerin görevleri arasındadır.
Bitkiler ve hücreleri
Bitkilerin dışı, şeklini korumaya yardımcı olan bir duvar ile kaplıdır.
Duvarın arkasında ise, özel bir filmle kaplıdır. Bu koruma sistemine sitoplazmik zar (CPM) denmektedir. Bu sayede besinler hücreye girmekte ve gereksiz olanlar atılmaktadır. İçeride, tüm viskoz, renksiz bir madde, yani sitoplazma ile doldurulur. Bunların dışında çok sayıda farklı organel içermektedir.
En önemli hücresel organoid çekirdektir. Bu kontrol merkezi, hücrenin genetik bilgisini saklamakta ve tüm fonksiyonlarını düzenlemektedir.
Vakuol, toplam hücre hacminin %70-90’ını kaplayan bir organoiddir. Bu şişe, meyvenin tadını belirleyen bir öz ile doldurulmaktadır. Tatlı bir karpuz veya ekşi limon, vakuoller tarafından gerçekleştirilmektedir.
Mitokondri, hücrenin ihtiyaçları için enerjiyi serbest bırakan küçük enerji istasyonlarıdır.
Plastidler üç gruba ayrılan organellerdir. Bunlar;
- Kloroplastlar, özel bir pigment olan klorofil ile dolu küçük yeşil kaplardır. Ana rolleri fotosentezdir. Fotosentez, karbondioksit ve sudan oksijen ve şeker oluşturma işlemidir.
- Kromoplastlar meyvelerin, çiçeklerin, yaprakların rengini belirlemektedir. Ayrıca kırmızı, sarı, turuncu pigmentler içermektedir.
- Lökoplastlar bir besin deposudur. Bu renksiz organeller, ampulde büyük miktarlarda bulunabilmektedir.
Golgi aygıtı, gereksiz maddeleri uzaklaştırmasına yardımcı olan lizozom kabarcıklarının üretimi için bir fabrika görevi görmektedir. Adını, 1898’de ilk keşfeden İtalyan bilim adamı Camillo Golgi’den almıştır.
Endoplazmik retikulum, sitoplazmayı küçük bölmelere bölmektedir. Ayrıca çeşitli maddelerin hareketine yardımcı olmaktadır.
Hayvanlar ve hücreleri
Bir hayvan hücresi, yapı olarak bir bitkiden daha karmaşıktır. Organellerde farklılık göstermektedir. Örneğin, bir hayvanda koful ve plastid bulunmamaktadır. Aynı şekilde zar da bulunmamaktadır. Hücrenin dışı ise, bir sitoplazmik zar ile kaplanmıştır.
İç kısmında ise, sitoplazma bulunmaktadır. Çekirdek, mitokondri, Golgi aygıtı ve endoplazmik retikulum da hayvanlarda bulunmakta ve aynı işlevleri yerine getirmektedir.
Bir bitkiden farklı olarak, bir hayvanın bir hücre merkezi vardır. Aynı şeklinde, küçük tüplerden oluşan bir kümeye benzemektedir. Ayrıca bu organoid bölünmesinde rol oynamaktadır.
Dolayısıyla bitki ve hayvan arasında benzerlik ve farklılıklar bulunmaktadır. Ancak genel olarak bu bölüm kendi “merkezleri” olan küçük bir kasabayı andırmaktadır.
Hangi hücrelerin çekirdeği yoktur?
Bilim adamları tüm canlı organizmaları iki gruba ayırmıştır. Bunla ökaryotlar ve prokaryotlar olarak adlandırılmaktadır. Ökaryotlar, hücrelerinde çekirdek bulunan canlı organizmalardır.
Prokaryotik hücrelerin çekirdeği ise, yoktur. Bunlara çok sayıda organizma ve bakteri dahildir. Vücutları ise, her zaman tek bir bölümden oluşmaktadır. Aynı şekilde büyük ölçüde basitleştirilmiştir. Çekirdeğin yerine ise, bir mezozoma sahiptirler. Halka şeklinde sarılmış bir spiral, Çekirdeğin tüm işlevlerini yerine getirmektedir. Ayrıca bakterilerin organelleri yoktur.