Xanthos antik kenti Fethiye’nin güneydoğusunda (65 km uzaklıkta) bir tepenin üzerinde antik bir kent olan Xanphos’un kalıntıları bulunmaktadır. Ayrıca kalıntıların bulunduğu tepeden, Eşen Nehri vadisinin alışılmadık derecede güzel bir manzarası görünmektedir.
Xanthos antik kenti, Bellerophon ve uçan at Pegasus’u anlatan antik Yunan mitinden de bahsedilmektedir. Aynı zamanda Kral Iobatus, Xanphos’ta ve Bellerophon’un torunu Glaucus’ta burada yaşamıştır. Homeros’un İlyada’sında Glaucus, Truvalılar için savaşan bir Likyalı olarak görünmektedir.
Kentin topraklarında arkeolojik kazılar yapıldıktan sonra MÖ 8. ait yüzyıla ait buluntular keşfedilmiştir. Aynı zamanda Xanphos’tan ilk olarak, bir Pers generalinin Harpagus ordusu şehri kuşattıktan sonra, şehrin savunucuları umutsuz bir durumda olduklarını anlamışdır. Pers generali savaşmaya devam ederken evleri, malları, eşleri, çocukları ve köleleriyle birlikte şehri yakmaya karar vermişlerdir. O sırada şehir dışında oldukları için sadece 8 aile hayatta kalmayı başarmıştır. Ayrıca bu aileler ise, yanmış şehri yeniden inşa etmek için geri dönmüşlerdir.
Xanthos antik kenti ve tarihi
Xanthos antik kenti, M.Ö. 333’te şehir Büyük İskender tarafından ele geçirilmiştir. İskender’in ölümünden sonra şehri Antigonus yönetmiştir. Ondan sonra yöneten Antiochus III döneminde ise Xanphos, Likya Birliği’nin başkenti olmuştur. İlerleyen dönemde ise Xanphos, tüm Likya gibi Rodos’u kontrol etmiştir.
M.Ö. Roma’da iç savaş şiddetlenmekteydi. Aynı zamanda şehir de kuşatma altına alınmıştır. Şehir Brutus birlikleri tarafından kuşatılmış ve şehrin tarihi kendini tekrar etmiştir. Ama şehrin kaderi yeniden inşa edilmesi ile devam etmiştir. İmparator Vespasian’in saltanatı sırasında, adını taşıyan görkemli şehir kapılarının dikilmesini emretmiştir. Bizans döneminin başlamasıyla birlikte Xanphos’ta bir piskoposluk hüküm sürdü. 7. yüzyılda Araplar şehre daha sık saldırmaya başladılar ve bu yüzden sakinler şehri terk etmiştir.
1842’de İngiliz gezgin Charles Fellowes, Londra’daki British Museum’a gönderilen hayatta kalan heykelleri bulmak için harabeleri aramıştır.
Xanthos antik kenti girişi anıtsal Vespasian Kemeri ile süslenmiştir. Kemerin yanında Helenistik kapılar bulunmaktadır. Bu kapılar üzerinde Antiochus III’ün Xanphos kentini Likya’nın koruyucu tanrıları Artemis, Leto ve Apollon’a adadığını belirten bir not bulunmuştur. Biraz ileride (yolun sağında) Nereid Anıtı bulunmaktadır. Bu anıtın dördüncü yüzyıla ait olduğu düşünülmektedir. Günümüzde ise, British Museum’da saklanmaktadır.
Xanthos antik kenti ve günümüz
Üç tarafı kale duvarlarıyla çevrili olan şehir akropolü, Eşen Nehri’nin kıyısında yer almaktadır. Ayrıca dördüncü duvarın ortaya çıkışı Bizans döneminde gerçekleşmiştir. Akropolün kuzey kesiminde, eski bir Yunan tiyatrosunun yerine inşa edilmiş bir Roma tiyatrosu bulunmaktadır. Aynı zamanda hemen tiyatronun ilerisinde Likya mezarları bulunmaktadır. Harpilerin mezarının yüksekliği 8.87 metredir. Yanında iki savaşçının kabartma görüntüsünün bir kopyasını içeren bir mezar bulunmaktadır. Bu görüntünün orijinali İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde saklanmaktadır.
Roma tiyatrosunun biraz kuzeyinde, MÖ 480-470 yıllarından kalma Ksanth dikilitaşının bulunduğu Roma agorası başlamaktadır. Dikilitaş, günümüze ulaşan kayıtlar arasında en uzun kitabeyi taşımaktadır. 250 satırlık yazıt Likya dilindedir. Likya dilindeki kayıt tam olarak deşifre edilememiştir ancak Yunanca yapılan kayıttan dikilitaşın birçok savaştan galip çıkarak ailesini yücelten eski bir savaşçının onuruna yapıldığı anlaşılmaktadır.
Otoparktan doğuya giden patikayı takip ederseniz etrafı çitlerle çevrili Bizans bazilikasına ulaşabilirsiniz. Ayrıca bazilikanın kuzeyinde, bir tepe üzerinde Bizans manastırının yanı sıra mezar ve lahitlerin bulunduğu bir Roma akropolü bulunmaktadır.