Fethiye, Türkiye’nin Turkuaz Sahili boyunca uzanan pek çok turistik yeri ve aktiviteyi barındıran doğal bir bölgedir. Muğla iline bağlıdır. Bu liman kenti, bölgenin antik Likya kültürünün harap olmuş kalıntılarını keşfetmek için ideal bir konumdadır. Ayrıca yakındaki plajlara ve iç kesimlere gitmek için de mükemmel bir konumdadır. Fethiye’de, UNESCO tarafından korunan güçlü kaya mezarlarını ve yüksek dağ kalıntılarına sahip antik bir bölgeyi’de görebilirsiniz. Burada geçen yoğun bir günün ardından, güneşlenmenin tadını çıkarmak için oldukça huzurlu bir yerdir. Ayrıca botla bir gezintiye çıkabilir, ya da yamaç paraşütü yapabilirsiniz. Fethiye gezilecek yerler listesi şu şekildedir;
Termessos amfi tiyatrosu
Romalılar Türkiye’yi fethettiklerinde, Likyalıların bağımsız özyönetim kurmalarına izin verdiler. Ancak bu onların Likya kentlerine damgasını vurmalarına engel olmamıştır. Bunlardan bir tanesi MÖ II yüzyılda inşa edilmiş küçük ve kısmen kazılmış bir Fethiye amfi tiyatrosudur. Başlangıçta 6.000 seyirci için tasarlanmıştır. Tiyatronun karşısındaki park, sıcak bir yaz gününde dinlenmek ve biraz gölge bulmak için mükemmel bir yerdir.
Fethiye Müzesi
Telmess’teki Likya buluntularının yanı sıra Tlos ve Kaunos antik bölgelerine odaklanan bu küçük müzede seramikler, takılar, küçük heykeller ve adak taşları, bir mezar steli ve bir vaat steli sergilenmektedir. Ancak en değerli varlığı, Letoon’dan kalan, MÖ 338 tarihli sözde Üç Dilli Stel’dir. Kısmen eski Yunanca ve Aramice kullanarak Likya dilini deşifre etmek için kullanılmıştır.
Ölüdeniz Mavi Lagün
Fethiye’de antik kalıntılar dışında ne göreceğinizi bilmiyorsanız, tatil köyü Ölüdeniz’e gidebilirsiniz. Burası Fethiye’ye 15 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Türkiye’nin en ünlü plajı burada bulunmaktadır. Sakin turkuaz su, denizden korunan beyaz kumlu plajı ve etrafı sık çam ormanlarıyla çevrili inanılmaz bir güzellik yaratmıştır. Bu yüzden insanlar birkaç yıldır buraya akın etmektedir. Ölü Deniz’in orijinal parlaklığı, son yirmi yılda paket turizmin gelmesiyle bir ölçüde kaybolmuştur. Ancak lagün bölgesi turizm altyapısının çirkin gelişiminden kurtulmuştur. Ayrıca lagünün bitişiğindeki köy hala göze çarpmaktadır. Yüzmek veya güneşlenmek istemiyorsanız, o zaman burada yamaç paraşütü yapabilirsiniz. Yaz aylarında, çevredeki alana hakim olan Babadağ’ın tepesinden yamaç paraşütçüleri havalanmaktadır. Bununla birlikte yeni başlayanlarda yamaç paraşütü yapabilmektedir.
Haçlı kalesi
Fethiye’nin yukarısındaki ve güneyindeki yamaçta, Kayaköy yolu üzerinde bulunmaktadır. XV yüzyılın başlarından kalmıştır.
Kayaköy antik kenti
1920’li yıllara kadar Fethiye’ye sekiz kilometre uzaklıkta bulunan ve yüzyıllar boyunca Rum ve Türk karışık bir nüfusun yaşadığı Kayaköy (Karmilassos antik kenti) gelişmiştir. 1923’teki sözde nüfus mübadelesi her şeyi değiştirmiştir. Türkiye’de yaşayan etnik Rumlar zorla Yunanistan’a gönderilirken, Yunanistan’da yaşayan yerli Türkler hayatlarını orada bırakıp anavatanlarına dönmek zorunda kalmışlardır. Böyle bir değiş tokuşun yürekleri kırdığı ve evini terk etmek zorunda kalanların büyük acılar çekmesine neden olmasının, bir örneğidir. Yamaç boyunca uzanan harap, kasvetli bir taş köy, Yunan sahipleri onu terk ettiğinden beri yavaş yavaş çürümeye terk edilmiş biçimde durmaktadır. Katapongagia Kilisesi ve Taxiarch Kilisesi’nin kalıntılarında burada yer almaktadır. Bazı güzel iç unsurlar ise, hala koruma altındadır.
Saklıkent
Fethiye’ye 30 kilometre uzaklıktaki bu dağ geçididir. Akdağlar sıradağlarının dağlarına derin bir şekilde oyulmuştur. Ziyaretçilerin çoğu, nehrin yukarısına patikanın bir kısmı boyunca ahşap tahta geçit ile ulaşmaktadır. Patikanın son bölümüne ise, hızlı akan bir nehirden geçilmesi gerekmektedir. Daha sonra dar bir yarıktan sonuna kadar gidilerek eylem gerçekleştirilmektedir. Buzlu suda yürümekten hoşlanmıyorsanız minderli çay evlerinden birinde mola verin. Daha aktif turistler için burada nehir boyunca kanyon ve rafting turları düzenlenmektedir.
Likya kenti Pınara’nın kalıntıları
Fethiye’nin güneydoğusundaki tepelerde yer almaktadır. Likya kenti Pınara’nın harabeleri, özellikle 900’den fazla taş mezar ve yekpare ev mezarları ile sarp kayalıkları ile ilgi çekicidir. Burası o kadar ulaşılmazdı ki, mezarları yapanlar halatlarla sabitlenmiş platformlar ile indirilmiştir. Harabeleri çevreleyen manzara eşsizdir. Özellikle de yemyeşil ormanın çerçevelediği karla kaplı tepelerin manzarasına sahip Tiyatro Meydanı büyüleyici bir yerdir. Burası bölgedeki en sakin Likya yerlerinden biridir. Ayrıca nadiren turistler tarafından ziyaret edilmektedir.
Amyntas’ın Mezarı
Fethiye’nin en tanınmış simgesi, cephesi MÖ 350’de dik bir kayaya oyulmuş dev Amyntas mezarıdır. Hermagios’un oğlu Amyntas’ın onuruna yapılmıştır. Türbe, şehir merkezinin güneyinde yer almaktadır. En iyi ziyaret zamanı ise, günbatımıdır.
Xanth Şehri
Xanthos, genellikle dünyanın en eski cumhuriyeti olarak anılan antik Likya’nın başkentiydi. 20 şehirden oluşan bu ülke, Halk Meclisi ve Xanth’tan yönetilen hükümdarın kontrolü altındaydı. Bugün burası UNESCO’nun koruması altındadır. Xanthus’un en güzel anıtlarının çoğu XIX yüzyılda İngiltere’ye götürülmesine rağmen, güzel mozaikler hala yerindedir. Ayroıca amfitiyatro, Agora ve Akropolis’i de görebilirsiniz. Amfitiyatronun arkasında, yolun solunda, bir zamanlar şu anda British Museum’da sergilenen, zengin bir şekilde yontulmuş bir İon tapınağı olan Nereid Anıtı’nın durduğu kaide vardır. Yolun sağında ise, şehir kapıları hala günümüzde de durmaktadır. Hala büyük bir bölümü görülebilen sur duvarları muhtemelen MÖ III yüzyıla tarihlenmektedir.
Kelebekler Vadisi
İki kayalık uçurumun arasına sıkışmış olan bu güzel plajdır. Jersey Kaplan Kelebeği ‘ne ev sahipliği yapmaktadır. Güzelliği, karayoluyla ulaşılamıyor olmasında yatmaktadır. Dağın yükseklerinde bulunan Faralya köyünden veya yazın Ölüdeniz’den günde birkaç kez kalkan tekne ile ulaşılmaktadır. Çoğu insan sadece kumların üzerinde uzanmaktan mutlu olsa da, plajın arkasındaki yemyeşil, ağaçlık geçitte mükemmel yürüyüş fırsatları bulunmaktadır.
Çalış Plajı
Fethiye merkezinin yaklaşık 5 km kuzeydoğusunda yer almaktadır. Gurbetçi İngilizler tarafından işletilen barlar ve restoranların yanı sıra otellerin sıralandığı dar bir çakıllı plaj olan Çalış yer almaktadır. James Bond filmi Skyfall’ın bir kısmı burada çekilmiştir. Dolmuş veya yerel taksiler, caminin yanında bulunan otobüs durağından her 5 ila 10 dakikada bir Çalış’a gitmektedir.
Tlos Harabeleri
Fethiye’yi çevreleyen dağların tepesinde, antik bir Likya kentinin bir başka kalıntısı olan Tlos yer almaktadır. Akropolis’in yuvarlak tepesinin üzerinde bir Osmanlı kalesinin kalıntıları günümüzde de korunmuştur. Dağ kalesinin iyi konumunu takdir edenler sadece Likyalılar değildir. Bu nedenle Osmanlı yönetimi sırasında yerel soyguncular tarafından aktif olarak kullanılmıştır. Akropolis’in doğu tarafında Likya ve Roma surlarının kalıntıları hala görülebilmektedir. Arkalarında çarşı benzeri bir yapı, bir nekropol, bir agora ve restore edilmiş bir amfitiyatro da dahil olmak üzere kaotik ev ve kamu binaları kalıntıları vardır.
Patara plajı
Patara, Türkiye’nin en uzun kumlu şerididir. Bu nedenle plaj tatili için en ideal yerdir. Aynı zamanda bir zamanlar sahile yakın çok sayıda harabe ile Likya Birliği’nin önemli bir şehriydi. Antik Patara kalıntıları, iyi korunmuş bir amfitiyatro, sütunlu bir cadde, bir hamam kompleksi ve birçok mezarın yanındaki Roma döneminden kalma üç kemerli bir kapıdan geçmektedir. Bizans dönemine kadar varlığını sürdüren şehir, içinde bazilikayı da görebilirsiniz. Ayrıca şehir, daha sonra “Noel Baba” olan IV yüzyıldan kalma bir piskopos olan Wonderworker St. Nicholas’ın doğum yeri olarak bilinmektedir.