İnsanlar çok eski zamanlardan beri horlamayla karşı savaşmaya çalışıyorlar. Bu anlaşılabilir bir durumdur. Sonuçta, horlama her gece milyonlarca insan için uygun uyku ve dinlenmeyi engellemektedir. Sadece bununla da kalmamaktadır. Horlama da etrafta olanlar için ciddi bir sorundur. Neyse ki modern bilim, solunum yollarını “düzeltmek” ve horlamayı durdurmak için çeşitli yollar sunmaktadır.
Horlama nasıl oluşmaktadır?
Horlamanın tam olarak nereden geldiğini doğru tespit etmek o kadar kolay değildir. Bazen horlama burun tarafından üretilmektedir. Diğer durumlarda dil ve boğaz da suçlanmaktadır. Ayrıca diğerlerinde ses telleri de sorun teşkil edebilmektedir. Bazı durumlarda, kaynağın sürekli aranması işi kolaylaştırmamaktadır. Ancak horlamanın kendisiyle savaşmayı daha da zorlaştırmaktadır. Özellikle, horlamanın geldiği yeri tam olarak tespit etmek her zaman mümkün olmamaktadır.
Nedenleri
Uyku sırasında, bir kişi istemeden yumuşak damak ve “küçük dil” i gevşetmektedir. Horlama, insan anatomik yapısının özelliklerinden dolayı gırtlak ve farenksin yumuşak dokularının titreşimi nedeniyle oluşmaktadır.
Boyun ve başın arkası çok yumuşak kumaştan ve pasajlardan yapılmıştır. Uyku sırasında yumuşak dokular istemsiz olarak gevşemektedir. Düzensiz hava akışından kaynaklanan titreşimleri de horlamaya neden olmaktadır. Bozulmuş bir hava akışının kesin nedenini belirlemek, titreşimin tam yerini saptamak kadar zordur. Horlama, uyku sırasında normal solunumun ihlalinin bir işaretidir. Onun nedeni değildir.
Burundan nefes almasında tıkanıklık, septum eğriliği, horlamanın en sık görülen ve en kolay tedavi edilebilen nedenleridir. Dilin boğaza çekilmesi, iltihaplı adenoid doku ve tedavisi en zor nedenlerdendir. Ayrıca sebebin bademcikler, küçük dil veya ses tellerindeki titreşim olması da mümkündür.
Bazı maddelerin kullanımına bağlı olarak horlama meydana gelebilmektedir. Örneğin, yeni ilaçlar (özellikle sakinleştiriciler), alkol ve sigara horlamaya neden olabilmektedir.
Şimdi ne yapabilirim?
Çoğu ilaç (sprey veya burun damlası), solunum yollarının belirli bir alanı için tasarlanmıştır. Yüzey dokularını etkilerler, ancak hava akışı sorunlarını çözmek için hiçbir şey yapmazlar. Tek çözüm, geçişleri ve havanın burundan akciğerlere serbestçe hareket edebileceği şekilde, titreşimli yumuşak dokularla karşılaşmadan serbest bırakmaktır.
Damlalar ve spreyler etkili olabilmektedir. Ancak, burun ve boğazdaki mukoza zarlarını nemlendirip kaplayabilmekte ve dokuların titreşim eğilimini azaltabilmektedir. Sorunun tam bir çözümü için, horlama nedenini doğru bir şekilde belirleyecek ve ortadan kaldıracak özel araç ve yöntemlere sahip olan bir kulak burun boğaz uzmanına başvurmak gerekmektedir.
Başka araçlar da neden olabilmektedir?
Poz
Horlamayı yenmek isteyen herkesin yapmaya çalıştığı ilk şey, uyku sırasında vücudun pozisyonunu değiştirmektir. Ancak kısa bir aradan sonra kişi bilinçsizce normal ve rahat pozisyonuna tekrar dönmektedir. Pozisyon değiştirerek horlamadan kurtulmayı başarırsanız, bir tür mandala veya sizi yeni bir pozisyonda tutacak ve normal pozisyonunuza geri dönmenize izin vermeyecek bir cihaza ihtiyacınız vardır.
Yastık
Yastığınıza dikkat edin. Düz bir yastıkta veya tersine, çok gür ve bir kişi rahat olmaya çalışmaktadır. Bazen havanın serbest hareketini engelleyen bir pozisyon da almaktadır. Bu nedenle başınızın ve boynunuzun havayı serbest bırakacak bir pozisyonda olacağı bir yastığa da dikkat etmenizde fayda vardır.
Çene
Dışarıdan sağlanan hava veya hareketi yeterli değilse, insanlar bunu genellikle ağız solunumu yoluyla telafi etmektedir. Bir rüyadaki çene sarkabilmekte ve ağızdan nefes almaya başlamaktadır. Bu iki nedenden dolayı kötüdür. Bunlar;
- Birincisi, burun tasarımı sayesinde ağızdan çok daha iyi bir filtredir. Havadaki kirleticilerin çoğunun ciğerlerinize ulaşmasını engellemektedir.
- İkincisi, ağız açıkken horlamamak çok daha zordur. Çenelerinizi güçlendirin, ağzınız kapalı uyumayı öğrenin.
Horlamadan kurtulmanın başka yolları da var.
Horlama ne kadar tehlikelidir?
Horlama kendi içinde tehlikeli değildir. Ancak, öncelikle bazı hastalıkların bir belirtisidir. Örneğin horlama, uyku sırasında boğazın çökmesinin bir belirtisi olabilmektedir. Buna apne (Yunanca άπνοια – “sakin”) – nefes almayı durdurmak denmektedir. Nedeni üst solunum yollarının tıkanmasıdır.
İkincisi, horlama çeşitli patolojilere neden olabilmektedir. Örneğin, horlama gündüz uykululuğuna neden olabilmektedir. Horlama, beynin mikro uyanışlarına neden olur ve bunun sonucunda uyku yapısı bozulmaktadır. Kişi bu uyanışları hatırlamaz ve onları bilmemektedir. Ayrıca vücudu uyku sırasında dinleyebilmektedir. Beyin, gece kayıplarını telafi etmek için gün ortasında vücudu uykuya sokmaya çalışmaktadır.