“Dünyanın harikalarını” yedili gruplar halinde gruplandırma uygulaması vardır. Günümüzde “Dünyanın Yedi Antik Harikası” olarak bildiğimiz listenin ilk oluşturulduğu antik Yunanistan’a kadar uzanmaktadır. Bugün ayrıca Dünyanın Yedi Modern Harikası ve diğer birkaç grubu içermektedir. Doğa severler özellikle dünyanın yedi doğal harikasıyla ilgilenmektedir. Bütün bu yerler, insan tarafında önemli değişiklikler olmaksızın doğal olarak oluşmuştur.
Dünyanın yedi doğa harikası listesinin birkaç farklı versiyonu vardır. 1997 CNN makalesinden kaynaklanan ve koruma kuruluşu Seven Natural Wonders tarafından tanıtılan en yaygın kabul gören listeyi sizler için derledik. İşte dünyanın yedi doğal harikası hakkında bilmeniz gerekenler.
Büyük Kanyon
Amerika Birleşik Devletleri‘nin güneybatısındaki Büyük Kanyon’a bir nedenden dolayı “büyük” denmektedir. Bu neden, dünyanın en büyük ve en uzun kanyonlarından biri olmasıdır. Yaklaşık olarak derinliği 1,6 kilometreden fazla ve uzunluğu 446 kilometrelik alanı kaplamaktadır. Ayrıca bu alanda ki genişlik 6,5 ila 29 kilometre arasında değişik göstermektedir. Tahmini olarak alanı milyon 24,6 kilometrekareden fazladır. Karşılaştırıldığında, bu Rhode Island eyaletinden daha fazla olmaktadır.
Bu doğa harikası, Colorado Nehri’nin erozyonu ile oluşmuştur. Jeologlar, 30 ila 70 milyon yıllık etkileyici yaşını tahmin etmek için tek tek katmanlarını kullanmışlardır. Bazıları hayvanlar için sığınak görevi gören, bazıları ise tarih öncesi eserler ortaya çıkaran kayaların içinde 1000’den fazla mağara da gizlidir. Bazıları 1200 ila 740 milyon yıl önce Prekambriyen dönemine ait sayısız fosil olmasına şaşılmamalıdır. Ziyaretçiler, Arizona’daki Büyük Kanyon Ulusal Parkı’na gidip gözlem güvertesinden izleyerek Büyük Kanyon’u bizzat görebilmektedir. Aynı şekilde nehirde rafting yaparak veya kanyonda yürüyerek yakın ve kişisel olarak gelebilmekte mümkündür. Kanyon içerisinde ani yükseklik değişiklikleri, yağışları ve sıcaklıkları etkileyebilmektedir. Ayrıca kanyonun içi, tepeden çok daha soğuk olabilmektedir.
Büyük Bariyer Resifi
Mercan Denizi’nin yaklaşık 560.000 kilometrekaresini kaplayan Great Barrier Reef, dünyanın en büyük mercan resifi sistemidir. 2.500’den fazla bireysel resif ve 900 adayı içermektedir. Kuzeydoğu Avustralya kıyıları boyunca 1.931 kilometre uzanan dünyanın bu doğa harikasını oluşturmaktadır. Bu resif inanılmaz derecede biyolojik çeşitliliğe sahiptir. 1.500’den fazla balık türü, 4.000’den fazla kabuklu deniz ürünü türü ve 400 mercan türü resifin geniş ekosistemlerinde bulunabilmektedir.
Resif, birçok insanın protein için güvendiği türler için önemli bir yaşam alanı görevi görmektedir. Ayrıca insan yapımı her şeyden çok daha etkili olan doğal bir fırtına bariyeri işlevi görmektedir. Muazzam boyutuna rağmen günümüzde resif tehlikededir. Denizlerin ısınması, su sıcaklığındaki değişikliklere duyarlı mercanlar için bir tehdit oluşturmaktadır.
Birkaç toplu ağartma olayı önemli mercan alanlarını yok etmiştir. Tahminen %50’si zaten kayıp ve resif bölgesinin kuzey kesiminde %67’si kayıp olarak bilinmektedir. UNESCO, Büyük Set Resifi’ni nesli tükenmekte olan doğal alanlar listesine eklemek istemektedir. Ancak Avustralya buna direnmektedir. Bazı insanlar, kaybolanların yerine mercanları yeniden dikmeye çalışarak meseleleri kendi ellerine almışlardır.
Rio de Janeiro Limanı
Brezilya da, Rio de Janeiro’yu çevreleyen limandır. Ayrıca Dünyanın en büyük doğal koyu ve turistik bir cazibe merkezidir. Atlantik Okyanusu’nun erozyona uğraması, Guanabara Körfezi olarak da bilinen bu doğa harikasını yaratmıştır. Limanın etrafındaki arazi, 1021 metrelik Tijuca Tepeleri, 704 metrelik Corcovado Zirvesi ve dünyanın en büyük monolitlerinden biri olan 396 metrelik Sugar Loaf dahil olmak üzere dağlarla çevrilidir.
Rio de Janeiro limanında genellikle büyük kargo gemileri ve gezi yatları görebilirsiniz. Deniz taşımacılığı için önemli bir su yoludur. Yakınlardaki çarpıcı kumlu plajları ile popüler bir turistik yerdir (muhtemelen Ipanema ve Copacabana’yı duymuşsunuzdur). Ne yazık ki, Guanabara Körfezi kirlilik tehdidi altındadır. Bölgede ki Petrol terminalleri, iki havaalanı ve binlerce fabrika gibi alanlardan gelen büyük miktarlarda arıtılmamış kanalizasyon içermektedir. Kötü bakımlı topluluklardan veya uygun sanitasyona sahip olmayan favelalardan ve endüstriyel atıklar her gün limana girmektedir. Koku, özellikle sıcak havalarda dayanılmaz olabilmektedir.
Everest Dağı
Nepal ve Tibet sınırındaki Everest Dağı, dünyanın en yüksek dağıdır. Zirvesi, Dünya’daki deniz seviyesinden en yüksek noktadır. Yüksekliği neredeyse 8849 metredir. Milyonlarca yıl önce oluşmaya başladığında olduğu gibi, değişen tektonik plakalar onu yukarı itmeye devam ederken, bu dağ hala büyümektedir.
Cesur ziyaretçiler Everest Dağı’na tırmanabilmektedir. Ancak büyük deneyim ve eğitimli rehberler olmadan da zirveye ilerlemek tehlikelidir. Bunun nedenleri arasında yüksek irtifaların, vücudu oksijenden mahrum bırakması yatmaktadır. Bu da zaten zor olan bir yolculuğu fiziksel olarak daha da zorlaştırmaktadır. Ayrıca keşiflerin tamamlanması aylar alabilmektedir. Everest’e tırmanmak tehlikelidir. Yalnızca çok yetenekli dağcılar için uygundur. Bilim adamları yakın zamanda, insan yapımı kirliliğin ne kadar uzağa yayılabileceğinin rahatsız edici bir hatırlatıcısı olan Everest’in zirvesinde mikroplastikler keşfetmişlerdir.
Kuzey ışıkları
Kuzey Işıkları genellikle Kuzey Kutbu’nda İzlanda, Grönland, Kanada ve İskandinavya’nın en kuzey bölgelerinde görülmektedir. Alaska’daki Denali Ulusal Parkı, onu görmek için harika bir yerdir. Gökyüzünde dalgalar veya düz ışıklar olarak, genellikle yeşilimsi veya kırmızımsı renkte ve inanılmaz derecede parlak olmaktadır. Yaklaşık olarak, 1.000 kilometreye kadar yükseklikte görülebilmektedir.
Auroralar, atmosferdeki elektronlar tarafından fotonların veya ışık parçacıklarının emisyonundan kaynaklanmaktadır. Kuzey ışıkları olarak adlandırılan bu ışıklar büyük ölçüde tahmin edilememektedir. Ancak bilim adamları manyetizma ve optik arasındaki etkileşimi incelemek için onlara güvenmişlerdir. Bu durum, dans eden ışıkları görmenin en iyi zamanı Mart’tan Nisan’a veya Eylül’den Ekim’e kadardır. Onları arıyorsanız, sıcak giyindiğinizden emin olmanız gerekmektedir. Ayrıca düşük sıcaklıklarda uzun bir gece olabilmektedir. İyi yalıtılmış giysi katmanları ve bir termos sıcak içecek, konaklamanızı özel kılacaktır.
Volkan Paricutin
Paricutin Volkanı, Meksika’nın Michoacán eyaletinde bulunan bir kül konisi yanardağıdır. Dünya bu yanardağın büyümesini 1943’te çiftçi Dionisio Pulido’nun mısır tarlasında oluşmaya başladığından beri izlemektedir. Aslında dünyanın en genç yanardağı olarak bilinmektedir. Pulido’ya göre, oluşumundan sonraki ilk 24 saatte 2-2,5 metre yüksekliğe ulaşmıştır. 2021 yılı itibariyle yüksekliğinin 2774 ile 3169 metre arasında olduğu tahmin edilmektedir. Paricutin, 1943’ten 1952’ye kadar patlamıştır.
Ziyaretçiler dünyanın bu doğa harikasını tabanından ve hatta kraterinden görebilmektedir. Paricutin köyünün eteklerinde, yerden yükselirken yanardağ tarafından gömülen kısmen gömülü San Juan Parangarikutiro Kilisesi’ni bile görebilmektedir. İkinci köy ve yüzlerce ev de yıkılmıştır.
Victoria Şelalesi
Güney Afrika’da Zambiya ve Zimbabve sınırında bulunan dünyanın en büyük şelalesidir. Zambezi Nehri, şelalelerin su kaynağı olarak hizmet etmektedir. Victoria Şelaleleri, 1.700 metrenin üzerinde ve 914 metre yüksekliğindedir. Ayrıca ortalama derinliği yaklaşık 100 metredir. Dünyanın bu uçsuz bucaksız doğa harikası, Zimbabve’deki Victoria Şelaleleri Ulusal Parkı’nın, Zimbabve’deki Zambezi Ulusal Parkı’nın ve Zambiya’daki Mosi-oa-Tunya Ulusal Parkı’nın bir bölümünü kaplamaktadır.
Bu şelalelerin üzerinde, suyun ayın ışığını kırdığı geceleri bile (“ay kemeri” olarak adlandırılır) sıklıkla gökkuşağının yayını görebilirsiniz. Victoria Şelaleleri’nin püskürtücü tüyünün 500 metre yüksekliğe ulaştığı bilinmektedir. Bu şelalenin yaydığı spreyin görüntüleri bile 48 kilometreye kadar uzaktan görülebilmektedir.