Sultanahmet Camii

Tarih:

Sultanahmet Camii, İstanbul‘daki en güzel ve görkemli mimari anıtlardan bir tanesidir. Büyük boyutu ve muhteşem dekorasyonu ile herkesi cezbetmektedir. Sultanahmet camisinin denetimi bitişik bölgeden başlamaktadır. Kendisi ile aynı adı taşıyan meydan Sultanahmet meydanında yer almaktadır. Büyük tarihi şehrin meydanı Hipodrom ile iki bölüme ayrılmıştır.

Sultanahmet Camii iç meydanına açılan 3 kapı bulunmaktadır. Eskinden batı girişi padişaha yönelik yapılmıştır. Rivayete göre at sırtında avluya giren hükümdar, eğilmek zorunda kalmış ve böylece Allah’a karşı alçakgönüllülüğünü göstermiştir.

Simgesel yapıyı çevreleyen avlu, caminin kendisiyle eşit büyüklüktedir. Duvarları somakiden yapılmış bir çitle çevrilidir. Avlunun ortasında bir şadırvan bulunmaktadır.

Daha önce caminin avlusunda okul, hastane, mutfak, kervansaray gibi çeşitli yapılar bulunmaktaydı. Aynı zamanda günümüze kadar kalan bir medrese avlunun doğu kısmında yer almaktadır. Sultanahmet Camii kurucusunun mezar yeri kompleksin güneybatısında yer almaktadır. Sultan Ahmet oldukça mütevazı bir türbeye defnedilmiştir. Daha sonra çok sevdiği eşi ve oğulları da buraya defnedilmiştir.

Mimarisi ve tarihi inşaası

Sultanahmet Camii’nin yapımı Sultan I Ahmed’in fikriydi. O sırada neredeyse 19 yaşında olan hükümdar, Allah’ı hoşnut etmeye karar vermiştir. Bu nedenle Sultan Ahmet Camii inşasına karar vermiştir. Ayrıca o dönemde Türk padişahları 40 yıldır cami dikmiyorlardı. Ahmed, henüz tek bir savaş kazanmayı başaramadığı için fetih kampanyalarından parası yoktu. Bu nedenle genç padişah, zafer parasıyla tapınaklar kuran seleflerinden kendini ayırmaya karar vermiştir. Ahmed, Sultanahmet Camii uğruna kendi hazinesinden fon ayırmıştır.

İnşaat için Konstantinopolis imparatorlarının eski sarayının yerini seçmişlerdir. Ancak, Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa da dahil olmak üzere burada zaten birkaç saray vardı. Bu nedenle, önce önemli bir fiyata satın alınmaları ve ardından yıkılmaları gerekiyordu. O dönemde zaten şehrin bir ana tapınağı vardı. Ancak Ayasofya, ele geçirilmiş bir Hıristiyan katedralinden dönüştürülmüştü. Padişah, inancının tüm kurallarına dayanarak, temelden bir Müslüman camii inşa etmek istemiştir. Yeni türbenin önünde durmadan ana tapınağa karşı olmaması gerekiyordu.

Çalışma Ağustos 1609’da başladı. Süreç mimar Sedefkar Mehmed Ağa tarafından denetlendi. By kişi aslen Arnavut asıllıydı. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu’nda bir kez yeniçerilerin hizmetine girmiştir. Bunun dışında ünlü Türk mimar Mimar Sinan’ın öğrencisi olmayı başarmıştır. Mehmed Ağa’nın muzaffer saatine kadar sadece su borularının tasarımıyla uğraştığına inanılmaktadır. 1606 yılından itibaren ise, Osmanlı sarayının baş imparatorluk mimarı olmuştur.

Sultanahmet Camii’nin inşası, yaşlıların öfkesine neden olmuştur. Ne de olsa, tüm Müslüman dünyası genç hükümdarın, Mekke’de bulunan Allah’a itaat edenlerin ana camisini aşmak için beynini ele geçirdiğini düşünmüşlerdir. Onlara göre sadece orada, diğer Müslüman tapınaklarından farklı olarak, minare sayısında bir fark olması gerekmekteydi. Ancak yine de Sultan ahmet’in emriyle altı minare ile inşa edilmiştir. Mekke tapınağının o dönemde beş minareye sahip olmasından dolayı Ahmed, Mekkede iki ek minarenin inşasına sponsor olmak zorunda kalmıştır.

Caminin seramikleri İznik ilçesinden getirilmiştir. İnşaat döneminde en iyi kiremitler orada üretilirdi. Sultanahmet Camii inşa edilirken diğer ihtiyaçlar için çini tedariki yasaklanmıştı. Sultanahmet Camii’nin inşaatı 1616 yılında tamamlanmıştır. Ancak inşaatın tamamlanmasından sadece bir yıl sonra Ahmed tifüse yakalanmış ve 26 yaşında ölmüştür.

Sultanahmet Camii

Sultanahmet Camii ve efsaneleri

Birçok tarihi yapı gibi Sultanahmet Camii’nin de kendi efsaneleri vardır. Birincisi, mimar Sedefkar Mehmed Ağı’nın adıyla ilişkilendirilirmektedir. İstanbul’daki en güzel caminin inşaatının başına nasıl basit bir yeniçeri girdiği sorusu pek çok insanın aklını çelmektedir. Efsaneye göre orduda görev yapan Mehmed bir gün bir rüya görmüştür. Rüyasında ise, olağanüstü güzellikte bir Camii görmüştür. Rüyadaki proje o kadar iyi işlendi ki genç adam onu ​​en küçük ayrıntısına kadar düşünebildi. Aynı zamanda, ses ona bu mabedi Allah’ın şerefine inşa etmesi gerektiğini söylemiştir. Sabah olu olmaz Mehmed gördüklerini kağıda aktarmış ve çizimlerini padişaha gösterme fırsatı bulmuştur. Ahmed ise şaşırmıştır, çünkü cami yapmayı planlarken tam da bunu hayal ediyormuş.

İkinci efsane başka bir gizemle bağlantılıdır. O dönemde geleneksel olarak Müslümanların dört minareli camileri vardır. Ancak yapılacak olan Camii’nin ise, altı olması planlanmıştır. Bu nedenle Ahmed’in mimara altın minareler inşa etmesini emrettiği bir efsane vardır. Ancak usta onu duymamış ve padişahın altı diye telaffuz ettiğini düşünmüştür. Doğru ya da kurgu, kimse kesin olarak nedenini söyleyememektedir. Ancak bu gerekçe, Mekke’deki iki minarenin daha finanse edilmesiyle birlikte, I Ahmed’in patlak veren skandalı yumuşatmasına yardımcı olmuştur.

Sultanahmet Camii ve mimari özellikleri

Sultanahmet Camii mimarisi, Osmanlı ve Bizans üsluplarının uyumluluğunu iç içe birleştirmiştir. İlk bakışta Ayasofya’ya çok benzemektedir. Ancak, aslında, tapınağın kendine özgü bir görünümü vardır.

Cami taş ve mermerden yapılmıştır. Alanı ise, 4608 metredir. Temel olarak, 72×64 metrelik bir dikdörtgendir. 23,5 metre çapındaki bir ana kubbe, dış duvarlarla düzgün bir şekilde birleşen dört yarım kubbe ile tamamlanmaktadır. Ek olarak, yapının sekiz küçük ikincil kubbesi daha vardır.

Kubbeli sistem, caminin mimari kompleksi boyunca görülebilmektedir. Avlunun içten duvarları, 26 sütun üzerine oturan ve açık bir galeri oluşturan özdeş kemerler şeklinde yapılmıştır. Pasajın üst kısmında küçük kubbeli yapılar bulunmaktadır. Dışarıda ki, avlu çiti iki sıra pencereli bir duvardır. Alt katta, açıklıklar dikdörtgen şeklindedir ve koyu renkli ızgaralarla kapatılmıştır. Üst sıranın pencereleri delikli açık renkli kalkanlarla kaplıdır. Yüksek duvar, tüm uzunluğu boyunca bir korkuluk ile tamamlanmaktadır.

Kapılar, her iki taraftan uzun ince üst sütunlarla sınırlanan çıkıntılı dikdörtgenlerle belirlenmiştir. Bu sütunların başlıkları arasında bir alınlık, arkasında ise kubbeli bir tavan bulunmaktadır.

Avlu çeşmesi, genel mimari ile uyumlu bir şekilde harmanlanmıştır. Taş kasesi altıgen şeklinde olup, köşelerinde kemerlerle birbirine bağlanan küçük sütunlar bulunmaktadır. Üzerlerinde ise, kubbeli bir çatı dikilmiştir.

Dört minare geleneksel olarak caminin köşelerine yerleştirilmiştir. Avlunun köşelerini tamamlayan iki tane daha uzakta durmaktadır. Ana minarelerden şerefe sayısı bakımından farklılık gösterirler. Ana fenerler üç şerefeli ise, avludaki minarelerin sadece iki şerefeli revakları vardır. Başlangıçta tüm minareler için balkon alanlarının sayısı 14 olarak belirlenmiştir. Osmanlı İmparatorluğu tarihinde o dönemde Ahmet ile birlikte kaç padişah vardı. Daha sonra I Ahmed’in oğulları padişahlar arasına katıldığında iki balkon daha yapılmıştır. Tüm kuleler 64 metre yüksekliğe sahiptir. Avlu ise, asimetrik cilalı levhalarla döşenmiştir.

Sultanahmet Camii iç mekan

İç mekan

Merkez salon aynı anda 35 bin kişiyi ağırlayabilmektedir. 53×51 metre ölçülerinde olup, 23,5 metre çapında ve 43 metre yüksekliğinde bir kubbe ile örtülüdür. Enine kesiti beş metre olan sütunlarla desteklenen dört yelken üzerine oturmaktadır. Kubbe ve yarım kubbede Kuran’dan sureler ve Peygamber Muhammed’in sözleri söylenmektedir. Bu yazıtlar Diyarbakırlı Seyid Kasım Gubari tarafından ustaca yapılmıştır.

Sultanahmet Camii Mihrabının özelliği, dört katlı pencere yüksekliğinde bir nişin, ince ustaca oymalarla kaplanmış sağlam bir beyaz mermer parçasına oyulmuş olmasıdır. Mihrap’ta Kabe’den bir parça siyah taş gömülüdür. Mihrap nişinin sağ tarafında, üzerinde dekoratif bir kule bulunan yüksek mermer bir minber yer almaktadır.

Sultanahmet Camii iç aydınlatması 260 pencere açıklığı ile sağlanmaktadır. Vitray pencerelerle dekore edilmiştir. Orijinal olarak renkli camlar Venedik’ten temin edilmiştir. Modern versiyonda, malzeme daha basit ve daha ucuzdur. Pencereler şekil ve yükseklik olarak aynı değildir.

Günümüzde içeride ışıklandırma ek ışık, bir avize ve lambalarla sağlanmaktadır. Değerli taşlar ve yaldızlarla süslendiklerinde lambaların kaseleri kristalden yapılmış gibi görünmektedir. Modern avize, ibadethanenin neredeyse tüm yüzeyine uzanmaktadır. 3 metre yükseklikte sabit olarak asılmıştır.

İbadet salonunun içi beyaz ve mavi tonlarda yapılmış olup, havadarlık ve ağırlıksızlık izlenimi yaratmaktadır. Bu tonlar, özel el yapımı seramik karolar sayesinde görülebilmektedir. Ayrıca iç mekanın alt katlarında 20 binden fazla karo kullanılmıştır. Üzerlerinde ise, toplamda 50 çeşit çiçek deseni vardır. Ana girişin üzerinde ilk 14 padişahın isimlerinin yazılı olduğu bir levha asılıdır.

Ayrıca iç bölüm zemin halılarla kaplıdır. Kapaktaki desenin yönü ise, Mekke’yi göstermektedir. Sultanahmet Camii iç alanı günümüzde üç bölgeye ayrılmıştır. Bu alanlar şu şekilde ayrılmaktadır; dua eden erkekler için, dua eden kadınlar için ve ziyaret eden turistler için.

Sultanahmet Meydanın’da bulunan diğer tarihi yerler

Sultanahmet Camii, tarihi Sultanahmet Meydanı’nda yer almaktadır. Şehrin diğer kültürel ve tarihi birkaç yeri yine burada yer almaktadır. Bunlar şu şekildedir;

  • Ayasofya Katedrali (527-565’te inşa edilmiştir). Uzun süre müze olarak görev yapmıştır. 2020 yılından itibaren Ortodoks kilisesinden tekrar camiye çevrilmiştir. Sultanahmet Camii’nin tam karşısında yer almaktadır.
  • Topkapı Sarayı. Geçmişte Osmanlı padişahlarının oturduğu yerdir. Günümüzde 65 binden fazla sergi koleksiyonuyla dünyanın en büyük müzelerinden birine ev sahipliği yapmaktadır.
  • Yerebatan Sarnıcı. Dünyanın en büyük su rezervuarlarından bir tanesidir. Yeraltında yaklaşık 10-12 metre derinlikte bulunmaktadır. İçerisi sütunlu bir saray kompleksi görünümündedir.
  • Hipodrom. Günümüze kadar hayatta kalamamıştır. Tarihi nesneleri Hipodrom topraklarında bulunmaktadır.
Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Yazıyı paylaş;

Biliyormuydunuz?

Benzer konular
Benzer konular

Galata köprüsü ‘nün tarihçesi

Galata Köprüsü'nün Tarihçesi Galata Köprüsü, İstanbul'un en ikonik yapılarından biridir...

Kremlin sarayı – Moskova

Kremlin sarayı Tüm kremlinlerin anası olarak kabul edilen Moskova kızıl...

Andriake antik kenti ve müzesi

Likya'nın antik kentleri arasında bulunan Andriake antik kenti, Antalya...

Aspendos antik kenti

Aspendos antik kenti kazıları, Perge kazılarıyla birlikte Antalya'nın Akdeniz...