Nefes almadan vücudun normal işleyişi imkansızdır. Hücreler için hem sürekli oksijen kaynağı, hem de metabolik ürün olan karbondioksitten salınma eşit derecede önemlidir. İnhalasyon, insan solunumunun ayrı bir organ sistemi olan “solunum sistemi” tarafından sağlanmaktadır.
İnhalasyon nedir?
Çoğu insan nasıl nefes aldığını bile fark etmez. Bu durum bir kişinin onsuz yaşayamayacağı doğal bir süreçtir. Bu arada inhalasyon, tüm organların oksijen (O2) aldığı ve karbondioksitin (CO2) atıldığı, birbirine bağlı eylemler ve fenomenlerden oluşan karmaşık bir sistemdir.
Süreç bilinç tarafından kontrol edilebilmekte veya bilinçsizce gerçekleşebilmektedir. Gaz değişimi döngüsel olarak gerçekleşmektedir. Soluma, soluma ile değiştirilmektedir. Bir kişi dakikada 13-15 solunum hareketi yapmaktadır. Nefes alma eyleminin ortalama süresi 5 saniyedir. Havanın solunması inhalasyondan daha hızlıdır. Süreç üç parametreye göre değerlendirilmektedir;
- Ritim ve soluma yaklaşık olarak aynı zaman aralıklarında meydana gelmesi anlamına gelmektedir;
- Frekans, dakikadaki solunum eylemi sayısı olarak tanımlanmaktadır;
- Solunan havanın hacmini ifade eden derinlik.
Erkeklerde solunum hızı 17-21, kadınlarda dakikada 15-20 harekettir. Bir yetişkinin sakin durumundaki derinlik 0,5 litredir.
Konuşmak veya yemek yemek nefesi değiştirmektedir. Bu durumda nefes verirken gecikebilmektedir. Bir kişi uykuya daldığında nefesi de değişmektedir. Yavaş uyku aşamasına, yüzeysel ve nadir solunum, hızlı – artan frekans ve derinliğinde bir artış eşlik etmektedir.
Ağır fiziksel emek veya spor, oksijendeki hücrelerin ihtiyacının artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle nefes alma daha sık olmakta ve derinliği artmaktadır.
Bir kişi güldüğünde, iç çektiğinde, öksürdüğünde veya şarkı söylediğinde, solunum ritmi otomatik olarak gerçekleşen normal solunumla karşılaştırıldığında değişmektedir. Bir kişi solunum (veya başka bir deyişle – solunum) sistemi sayesinde nefes alabilmektedir.
İnhalasyon sistemi nasıldır?
Solunum sisteminin koordineli çalışması bir kişinin dış solunumunu sağlayan bir organlar topluluğudur. Şunları içermektedir;
- Akciğerler;
- Solunum yolları.
Solunum yolu, burun pasajları, gırtlak, trakea, bronşlar, küçük bronşlar ve alveoller ile temsil edilmektedir. Hava ile birlikte oksijen burun yollarına girmektedir. Daha sonra gırtlaktan trakea ve bronşlara geçmekte, sonrasında ise akciğerlere girmektedir.
Solunum sisteminin yapısı, her akciğerde bronşların dallanmasını sağlamaktadır. Bronşlarla birlikte trakea ve sözde bronş ağacını oluşturmaktadır. Sonunda her küçük bronş alveol ve pulmoner vezikül içine geçmektedir. İçlerinde oksijen kana geçmekte ve kan dolaşımından CO2 uzaklaştırılmaktadır. Yani alveollerde gaz değişimi gerçekleştirmektedir. Solunum sisteminin ana işlevleri şunlardır;
- Solunum ve gaz değişimi;
- Zararlı çevresel faktörlere karşı mekanik ve bağışıklık koruması;
- Sesin oluşumuna katılım;
- Kokuları tanımlama ve ayırt etme yeteneğinin sağlanması;
- Normal vücut ısısının korunmasına yardımcı olması;
- Vücut tarafından solunan havanın nemlendirilmesi.
Akciğer dokusu hormonların, su-tuz ve lipid metabolizmasının sentezinde yer almaktadır. Akciğer damarlarında gerekirse vücut tarafından kan kaybını yenilemek için kullanılabilen kan birikmektedir.
Solunum düzenlemesi
Solunum ve gaz değişimi kendi kendini düzenleyen bir aktivitedir. Her canlı organizma bağımsız olarak kandaki karbondioksit ve oksijen dengesini korumaktadır.
Solunum ritmi, solunum merkezi ve reseptör sistemi yardımıyla merkezi sinir sistemini düzenlemektedir. Hayati süreçten sorumlu merkez beyinde bulunmaktadır. Kendisinin iki merkezi vardır,. Biri inhalasyon eyleminden sorumludur. İkincisi – ekshalasyon. Merkezi sinir sisteminin beyninin arka kısmında yer alan bir grup nörondur. Ayrıca omuriliğin devamıdır.
Normal durumda, nefes alma merkezinden göğüs ve diyafram septumundaki kas liflerine ritmik sinyaller gönderilmektedir. Bu da kasılmalarını tetiklemektedir. Merkezin hücrelerinin kendiliğinden sinir uyarıları oluşturması nedeniyle sinyaller oluşturmaktadır.
Kaslı korse hareketi sırasında göğsün genişlemesine neden olmaktadır. Ayrıca hava akciğerlere girecektir. Daha sonra ise akciğerlerin hacmi artar. Bu da akciğer duvarlarında bulunan ve gerilmeden sorumlu reseptörlerin uyarılmasına neden olmaktadır. Reseptörler, beyinde bulunan ekshalasyon kontrol merkezine bilgi göndermektedir. Sonuç olarak;
- İnhalasyondan sorumlu merkezin faaliyeti bastırılmalıdır;
- İlgili kaslara impulslar durur;
- Gevşeme durumuna geçerler;
- Göğüs boşluğu hacim olarak azalır;
- Akciğerler havayı çevreye bırakır.
Nefes çeşitleri nelerdir?
İlgili kaslara dayanarak, aşağıdaki solunum türleri ayırt edilmelidir.
- Göğüs – kadınların özelliği, interkostal kasların çalışması nedeniyle solunum hareketleri meydana gelmesidir;
- Karın – erkeklerin özelliği, diyafram nedeniyle nefes alma meydana gelmesidir;
- Karışık – yaşlı insanlar için tipik, göğüs ve diyafram süreçte yer alır.
Hastalıklarda solunum mekanizması değişebilmektedir. Örneğin, karın organları etkilenirse, solunum torasik hale gelmektedir. Göğüs hastalıklarında ise diyafram ortaya çıkmaktadır.
Solunum ayrıca dış ve iç olarak ayrılmaktadır. Dış, pulmoner alveollere oksijen verilmesinden ve içlerindeki gaz değişiminden, yani oksijen moleküllerinin kana geçişinden ve ondan karbondioksitin çıkarılmasından oluşmaktadır. Dahili olarak şunları içermektedir;
- Kandaki oksijenin hücrelere aktarıldığı doku;
- Hücresel, oksijen hücrelerin içinde kullanıldığında.
Doğru nefes almanın insan sağlığı üzerinde doğrudan etkisi vardır. Bu nedenle solunum kaslarını güçlendirmek ve pulmoner ventilasyonu iyileştiren düzenli fiziksel egzersizler yapmak önemlidir.