Kitap açıklaması
Orhan Pamuk tarafından yazılmış “Masumiyet müzesi” adlı romanı, kazançlı bir ilişkinin eşiğinde olan varlıklı bir ailenin oğlu ile tanıştığı, beklenmedik bir çocukluk arkadaşı arasındaki aşk hikayesine dayanmaktadır. Özel bir müzede özenle korunan tarih, “içinden geçmek ve bir şeylere bakmak için değil, hissetmek ve yaşamak için” yaratılmıştır.
Kitap incelemesi “Masumiyet müzesi”
“Masumiyet müzesi” kesinlikle harika bir kitap. İnanılmaz yazma becerisi ile sağır edici bir tat vermektedir. Kesinlikle unutulmayacak ve bırakılmayacak bir eserdir. Zevkine ve görüşüne güvendiğim bir arkadaşım tarafından uyarıldım. Bu, okuması sonsuz sıkıcı olan zor bir roman, ancak son bölümü onu tersine çevirmektedir. Ayrıca bu eserin bana hayatımın geri kalanında kalacak bir şey verebileceğine inanmadım.
Bu nedenle, Orhan Pamuk’un neden harika olduğunu ve neden onun benim en sevdiğim yazarlardan biri olduğunu anladım. “Hafızanıza kazınan” bir kadın hakkında zaten banal olan bu alıntıyı hatırlıyor musunuz?
“Masumiyet Müzesi” adlı eserin bileşenlerini izole etmek için şunu söylemek gerekmektedir. Çok canlı karakterleri vardır. Ayrıca iyi bir betimleyici dili var. Neredeyse her romanı benim için donuk gri bir yağmur gibidir. Güney kışı gibi gri, rüzgarlı, bir damla romantizm olmadan, hatta sert. Pencereden dışarı bakıyorsun ve hiçbir şey beklemiyorsun.
“Masumiyet müzesi” adlı eseri okurken kesinlikle canlı ve akılda kalıcı bir şeyle bitebileceğine dair bir his olmamaktadır. Ama sonra bir sihir gerçekleşmektedir. Nobel Ödülleri’nin verildiği ve adınızın milyonların kalbinde altın harflerle yazılı olduğu sihir, on yıllarca orada kalacaktır. Ben buna sihir diyorum çünkü böyle bir etki için kesinlikle makul bir açıklama yapamam. Bu sadece muhteşem bir son değildir. Aynı zamanda tarihin sonunun, görünüşte sıkıcı ve gri olan tüm bu sayfaları renklendirdiği ve boyadığı gerçeğidir.
“Masumiyet müzesi” adlı kitabın en sonunda bir hafta veya daha fazlasını boşa harcamadığınızı fark ediyorsunuz. Her sıkıcı açıklama sayfasının büyük tuval üzerindeki en önemli fırça darbesine dönüşmesi ile karşılaşıyorsunuz. Bu sadece “Müze” için geçerli değildir. Orhan Pamuk aynı duyguyu “Sessiz Ev” de de hissettirmektedir.
“Masumiyet müzesi” adlı kitaptan alıntılar
Her zaman sevdiğimiz kişiye, en değerlisini, üzerinde titrediğimiz şeyi veririz ve yalnızca derinden sevdiğimiz için ve karşılığında hiçbir şey beklemediğimiz için veririz.
Çok geç olmadan sevgili kadının zamanında takdir edilmesi gerekiyor evlat.
…o zaman mutluluğu fark etmedim, kurtarmak istediğim için değil, kaybetmekten korktuğum için…