Prolaktinoma nedir? Belirtileri nelerdir?

Tanım

Prolaktinoma, aşırı miktarda prolaktin hormonu üreten hipofiz bezinin (beyin bezi) kanserli olmayan bir tümörü (adenom) olan bir hastalıktır. Bu durumun en ciddi sonucu olarak, bir dizi seks hormonunun, kadınlarda östrojen ve erkeklerde testosteron seviyelerinde bir azalmayı içermektedir.

Prolaktinomanın hastanın hayatını tehdit etmemesine rağmen, bu hastalığın bir takım hoş olmayan sonuçları olabilmektedir. Bunlar; görme bozukluğu, kısırlık ve diğer bir takım etkilerle ortaya çıkabilmektedir. Prolaktinoma, hipofiz bezinde gelişen en yaygın hormon üreten tümördür.

Doktorlar genellikle prolaktinomayı, hormon prolaktin düzeylerini normal seviyelere düşüren ilaçlarla tedavi etmektedir. Alternatif bir tedavi seçeneği, tümörün cerrahi olarak çıkarılmasıdır.

Belirtileri

Bazı durumlarda, prolaktinoma asemptomatiktir. Bu hastalığın semptomları, kandaki artan prolaktin seviyelerine (hiperprolaktinemi) veya büyüyen bir tümörün çevre dokular üzerindeki baskısına bağlı olabilmektedir. Prolaktin üreme sistemini etkilediğinden semptomlar kadın ve erkek arasında farklılık gösterebilmektedir. Prolaktinoma olan kadınlar da aşagıdakiler görülebilmektedir;

  • Oligomenore (menstrüasyonun azalması) veya amenore (menstrüasyonun olmaması)
  • Galaktore (hamilelik ve emzirme yokluğunda meme uçlarından beyazımsı akıntı)
  • Vajinal kuruluk nedeniyle ağrılı ilişki
  • Akne ve hirsutizm (yüz ve vücut kıllarının aşırı büyümesi)

Prolaktinoma olan erkekler de aşağıdakiler görülebilmektedir;

  • Erektil disfonksiyon
  • Yüz ve vücutta saç büyümesinin azalması
  • Nadir durumlarda jinekomasti (meme büyümesi)

Prolaktinoma olan hem erkekler, hem de kadınlar da şunları izlenebilmektedir;

  • Azalmış kemik yoğunluğu

Çevre dokulardaki tümör basıncı nedeniyle hipofiz bezi tarafından üretilen diğer hormonların seviyelerinde de azalma (hipopitüitarizm) görülmektedir. Bunlar;

  • Azalmış libido
  • Baş ağrısı
  • Görme bozukluğu
  • Kısırlık

Kadınlar adet düzensizliklerini tespit ettikleri için genellikle hastalığın ilk belirtilerini daha erken görülmektedir. Bu gibi durumlarda tümör, henüz büyük boyuta ulaşmadığında fark edilmektedir. Erkekler durumlarına daha sonra, tümör baş ağrısına ve görme sorunlarına neden olacak kadar büyük olduğunda dikkat edilmelidir.

Ne zaman doktora görünmek gerekmektedir?

Prolaktinoma belirtileri olabilecek belirtiler fark ederseniz, nedenini belirlemek için doktorunuza görünmek en iyi seçenektir.

Nedenleri

Prolaktinoma, hipofiz bezinin dokularından gelişen tümör türlerinden biridir. Prolaktinomanın kesin nedenleri bilinmemektedir.

Hipofiz bezi, beynin tabanında bulunan küçük, fasulye şeklinde bir bezdir. Küçük boyutuna rağmen hemen hemen tüm organları etkilemektedir. Hormonlarda, büyüme, kan basıncı ve üreme gibi önemli fonksiyonların düzenlenmesinde rol oynamaktadır.

Yüksek prolaktin seviyelerinin diğer olası nedenleri arasında bazı ilaçlar, diğer hipofiz tümörleri, tiroid fonksiyon bozukluğu, göğüs travması, hamilelik ve emzirme yer almaktadır.

Risk faktörleri

Çoğu zaman, prolaktinoma 20-34 yaş arası kadınlarda gelişmektedir. Ancak herhangi bir cinsiyet ve yaştaki bir kişide de ortaya çıkabilmektedir. Çocuklarda ise, nadiren gelişmektedir. Prolaktinoma komplikasyonları şunları içerebilmektedir;

  • Azalmış görme: tedavi edilmezse tümör büyüyebilmekte ve optik siniri sıkıştırabilmektedir.
  • Hipopituitarizm: Büyük tümörlerde hipofiz bezi tarafından kontrol edilen bezlerin işleyişinde bozukluklar olabilmektedir. Hipotiroidizm, adrenal disfonksiyon, büyüme hormonu eksikliği bu bozukluklardan bazılarıdır.
  • Azalan kemik yoğunluğu (osteoporoz): Yüksek prolaktin, östrojen ve testosteronda azalmaya yol açmaktadır. Bu da kemik yoğunluğunu azaltmakta ve osteoporoz riskini artırmaktadır.
  • Gebeliğin komplikasyonları: Hamileliğin normal seyri sırasında östrojen miktarı artmaktadır. Bununla birlikte, büyük prolaktinomaları olan hamile kadınlarda, yüksek östrojen, tümör büyümesini uyarmaktadır. Buna bağlı olarak ise; baş ağrısı ve bulanık görme gibi semptomları kötüleştirmektedir.

Size prolaktinoma teşhisi konduysa ve hamile kalmayı planlıyorsanız veya zaten hamileyseniz, bunu doktorunuzla görüşmek gerekmektedir. Bu durum, hastalığın tedavisini ve izlenmesini etkileyebilmektedir.

Doktor randevusuna nasıl hazırlanılmalıdır?

Hem pratisyen hekime, hem de endokrinologa (endokrin bezleri ve hormonlar konusunda uzman) başvurabilirsiniz. Doktorunuzun randevusunu olabildiğince verimli hale getirmek için ne yapmanız gerekmektedir?

  • Hastalıkla ilgili olmadığını düşündüğünüz belirtiler de dahil olmak üzere tüm belirtileri anlatmak kesin çözüm için faydalı olabilecektir.
  • Kadınlar menstrüasyonla ilgili bilgileri hatırlamalıdır. Bunlar arasında başlangıç ​​yaşı, ihlaller (varsa), alınan doğum kontrol yöntemlerinin yaklaşık tarihleri ​​ve adları gerekli bilgilerdir.
  • Son zamanlarda çok fazla stres veya büyük yaşam tarzı değişiklikleri olup olmadığı gibi yaşamla ilgili önemli bilgileri yazmakta gerekebilmektedir.
  • Aldığınız diyet takviyeleri ve vitaminler dahil tüm ilaçları yazmak tedavi için önemli olabilmektedir.
  • Ayrıca varsa, doktora sormak istediğiniz soruları da not alabilirsiniz. Bu maddeler ziyaretinizden en iyi şekilde yararlanmanıza yardımcı olacaktır.

Prolaktinoma ile aşağıdaki soruları sormak isteyebilirsiniz;

  • Belirtilerimin en olası nedeni nedir?
  • Başka sebepler olabilir mi?
  • Hangi araştırmaların yapılması gerekiyor? Onlar için nasıl hazırlanır?
  • Hangi tedaviler mevcut ve benim için hangisini önerirsiniz?
  • Tedavi ile hangi yan etkiler ortaya çıkabilir?
  • Ameliyat olursam tümörün tekrar etmesi mümkün mü?
  • Başka hastalıklarım da var. Nasıl davranmalıyım?
  • Çocuk sahibi olabilecek miyim?
  • Yazdığınız ilaçların daha uygun fiyatlı alternatifleri var mı?
  • Hastalığım hakkında hangi kitaplarda ve hangi web sitelerinde okuyabilirim?

Doktorunuzdan Ne Beklemelisiniz? Buna karşılık, doktor size aşağıdaki soruları sorabilmektedir;

  • İlk belirtiler ne zaman ortaya çıktı?
  • Zaman zaman ortaya çıktılar mı, yoksa sabit miydiler?
  • Belirtilerinizi hafifletmenize yardımcı olan herhangi bir şey oldu mu?
  • Sizce onların ağırlaşmasına ne katkıda bulundu?
  • Akrabalarınızdan herhangi birinin kanında, böbrek taşlarında veya endokrin bezlerinin tümörlerinde yüksek düzeyde kalsiyum bulunduğu bulundu mu?

Teşhis

Prolaktinoma düşündüren belirtileriniz varsa doktorunuz aşağıdaki testleri önerebilmektedir;

  • Kan testi. Bir kan testi, hipofiz bezi tarafından kontrol edilen prolaktin ve diğer hormon seviyelerinin yükselip yükselmediğini belirlemektedir. Üreme çağındaki kadınlar da hamilelik testi yaptırabilmektedir.
  • Beynin MRG’si. Bir tümör aramak için bir beyin taraması yapılabilmektedir.
  • Görme çalışması. Prolaktinomada optik sinirin etkilenip etkilenmediğini belirlemeye yardımcı olur.
  • Ayrıca, ek çalışmalar istene bilmektedir.

Tedavi

Prolaktinoma tedavisinde hedefler şunları içermektedir;

  • Prolaktin seviyelerinin normalleşmesi;
  • Hipofiz bezinin normalleşmesi;
  • Azaltılmış tümör boyutu;
  • Çevre dokuların sıkışmasının neden olduğu semptomların giderilmesi (azalmış görme, baş ağrısı);
  • Yaşam kalitesini iyileştirmek;
  • Prolaktinoma tedavisi cerrahi ve ilaçları da içerebilmektedir.

Hazırlıklar

  • İlaçları ağızdan almak, prolaktin üretimini azaltmaya ve semptomları hafifletmeye yardımcı olmaktadır. Ayrıca tümörün boyutunu küçültmeye de yardımcı olmaktadır.
  • Çoğu zaman, doktorlar dopamin agonistleri grubundan ilaçlar reçete etmektedir. Bu ilaçlar, beyinde normalde prolaktin sentezini kontrol eden bir kimyasal olan dopaminin etkisini taklit etmektedir. Ancak daha güçlüdürler ve daha uzun süre dayanırlar.
  • Genellikle doktor, bromokriptin veya kabergolin içeren ilaçlar reçete etmektedir. Bu ilaçlar prolaktin miktarını azaltırlar ve çoğu hastada tümör küçülmesine neden olurlar.

Hamilelik sırasında ilaç almak

  • Doğurganlığı geri kazanmak isteyen kadınlarda prolaktinoma tedavisi için bromokriptin önerilmektedir. Bununla birlikte, hamilelik meydana gelirse, bu ilacı almayı bırakmanız önerilmektedir.
  • Her iki ilaç da erken gebelikte güvenli kabul edilse de, fetüs üzerindeki etkileri iyi anlaşılmamıştır. Bununla birlikte, hamilelik bulanık görme veya baş ağrısına neden oluyorsa veya tümör çok büyükse, komplikasyonları önlemek için doktorunuz ilacınızı yeniden başlatmanızı önerebilmektedir.

Tedavinin yan etkileri

  • Alınan ilaçların yaygın yan etkileri mide bulantısı ve kusma, burun tıkanıklığı, baş ağrısı ve uyuşukluktur. Ancak bu etkiler çok düşük dozlar verilerek ve sonrasında artırılarak en aza indirilebilmektedir.
  • Kabergolin, prolaktinoma tedavisinde bromokriptine göre daha etkili bir ilaç olarak kabul edilmektedir. Ayrıca yan etkileri daha az sıklıkta ve daha az şiddetlidir. Bununla birlikte, kabergolin bromokriptine göre daha pahalıdır ve daha genç bir ilaçtır. Yani uzun vadeli etkileri daha az anlaşılmıştır. Kabergolin ile kalp kapakçığı hasarı vakaları bildirilmiştir. Ancak bu durum, Parkinson hastalığı için çok daha yüksek dozlar alan hastalarda ortaya çıkmaktadır. Örneğin kumar oynama isteği gibi zorlayıcı davranış bozuklukları geliştirmek mümkündür.
  • Tümörün boyutunda bir azalma ve iki yıl boyunca prolaktin seviyesinin stabil bir normalleşmesi ile doktor gözetiminde alınan ilaçların dozlarını azaltmak mümkündür. Bununla birlikte, prolaktinoma nüksleri sıklıkla meydana gelmektedir. Bu nedenle ilacı kendiniz almayı bırakmamalısınız.

Ameliyat

İlaç tedavisi etkisiz ise veya ilaçlar intoleransı varsa cerrahi tedavi mümkündür. Ek olarak, büyüyen tümör tarafından sıkışan optik sinir üzerindeki baskıyı azaltmak için ameliyat gerekebilmektedir. Ameliyat türü, tümörün boyutuna ve konumuna bağlıdır.

  • Transsfenoidal cerrahi. Çoğu zaman, bu müdahale, tümörün burun boşluğundan çıkarılması ile gerçekleştirilmektedir. Ameliyat beynin diğer bölgelerini etkilemediği ve iz bırakmadığı için komplikasyonlar nadirdir.
  • Transkraniyal operasyon. Tümör büyükse veya beynin çevre bölgelerine yayılmışsa, kraniyotomi olarak da bilinen bu özel prosedür gerekli olacaktır. Bununla birlikte, cerrah kafatasının üst kısımlarından tümöre ulaşılmaktadır.

Ameliyatın sonuçları, tümörün büyüklüğüne ve konumuna bağlıdır. Ayrıca ameliyat öncesi prolaktin düzeyine ve cerrahların becerisine bağlıdır. Önceki prolaktin seviyesi ne kadar yüksek olursa, cerrahi tedaviden sonra normalleşme olasılığı o kadar düşük olmaktadır. Küçük tümörleri olan çoğu hastada cerrahi prolaktin seviyelerini düzeltilebilmektedir. Ancak operasyondan sonraki 5 yıl içinde tekrarlama ihtimalinin yüksek olduğu unutulmamalıdır. Tümörün sadece bir kısmını çıkarmayı başaran hastalar için ilaç tedavisi prolaktin seviyesini normalleştirmeye yardımcı olmaktadır. Çeşitli nedenlerle ilaç veya cerrahi tedavi uygulanamayan hastalarda radyoterapi önerilmektedir.

Benzer konular