Mistisizm nedir?

“Mistisizm” kelimesi Yunanca “mystikos” kelimesinden gelmiştir. Anlamı “gizemli” kelimesinden gelmektedir ve duyusal dünyanın dışında kalanla birleşmeyi amaçlayan bir uygulamayı ifade etmektedir. Daha geniş bir anlamda mistisizm, sezgiye ve evren ile ilişkiye dayalı irrasyonel bilgidir. Bu terimin temeli tasavvuf, konuşma öncesi ve kavram öncesi düzeydedir. Terimi analiz etmek ve tarif etmek zordur. Bunun nedenlerinin başında kelimelerin ötesinde olması ve bir hayal gücüne dayalı olması yatmaktadır. Ancak bu onun varlığını inkar etmemiz için bir zemin oluşturmamaktadır.

J. McToggart, “Mysticism” adlı kitabında, mistisizmin iki temel fikre dayandığını ileri sürmektedir.

  • Bunlardan birincisi mistik birlik doktrini ve ona göre, olağan deneyimde tanınandan daha büyük bir birlik derecesi olmasıdır.
  • İkinci fikir ise bileni bilinenle, bilinmeyen özne ile ise, sıradan deneyim de bilinen nesne arasındaki ilişkiden daha yakın ve daha doğrudan bir ilişkiye dayandırmaktadır.

Ayrıca bu ilişkilendirme, bilmenin bir yolunun bulunduğunu söyleyen mistik sezgi doktrini göstermektedir. Mistik sezgi, mistik birliğin bir örneğidir. Üçüncü temel özelliğe ise, mistik aşk denmektedir.

L. Levy-Bruhl’a göre mistisizm ve katılım, mantık öncesi ve ekstra hayal gücünü işaret etmektedir. Sanat gibi tasavvufun da kaynağı mantık değildir, sadece duygulardır. Aynı zamanda Mitolojinin oluşumundan itibaren ise, mantık hüküm sürmeye başlayacaktır.

Levy-Bruhl, tasavvufun mantığa tekabül etmediği konusunda haklı olabilmektedir. Ancak ilkel insanların bariz çelişkileri fark etmemeleri, mistisizm gelişimine olan olasılığını kolaylaştırmaktadır. “Bu konum, bir yandan, herhangi bir şeyin olasılığının fiziksel veya mantıksal koşullarına büyük önem vermeyen, ancak diğer yandan küçük bir eğilim ile bilinçlerinin mistik yönelimi ile yakından ilişkilidir.

Tasavvuf, mantıklı dünyadaki her şeyden uzaklaşmaktadır. Bunun dışında manevi kültür dünyası haline gelen başka bir dünyaya çağrı yapmaktadır. Gündemden uzaklaşmadan kültürün yaratılması imkansızdır. Tasavvuf, filo ve ontogenetik anlamda manevi kültürün başlangıcıdır. Her yaratıcı soyutlama aşamasından geçmelidir. Kültürün diğer dallarına geçmeden burada durursa, tasavvuf alanında kalmaktadır.

“Her şeyin görünenle aynı ölçüde görünmez bir varlığı vardır” mistik formülü, tüm varlıklar ve doğa olayları için geçerlidir. Ayrıca doğaüstü mistisizm adı, kültürün doğadan farklı bir şey olarak mistisizmle başlaması anlamında da haklıdır. Çünkü Doğaüstü, doğrudan doğal olanın ötesindedir. Bu yönü ile kültürel açıdan yeni ve önemlidir.

Benzer konular